Şiirler

BİR ADAM GÖRDÜM!

Son model Mersedes içindeydi. Direksiyonda oturmuş ,sol dirseğini cama yaslamış,aya kayak üstüne atmış ,telefon kulağında,kırışıyor,çevresindekilere çalım satıyordu.Pantolon yerine şalvar giymiş ,kafasında takke bulunuyordu.Bu adam pantolon giymez,şapka ve kravat takmazdı.Çünkü bunların gavur icadı olduğunu düşünüyor,bunları giymenin günah olduğunu zannediyordu. Vah zavallı vah! Bindiği arabanın ,kullandığı telefonun, televizyonun ,buz dolabının,elektriğin üstelik evindeki elektronik her şeyin gavur icadı olduğunu bilmiyordu. Ya da biliyor, takiye yapıyordu. İzmir’de ilk bisiklete binen birsinin gavur icadına binmiş diye adamı bisikleti ile birlikte denize attıkları söylenir. Kanaatimce o zavallılar biraz daha onurluydu.Çünkü onlar gavur icadı diye binmezlerdi .Bu zavallılar hem gavur icadı diyorlar ve hem de kullanıyorlar. Bunun adı iki yüzlülüktür, nankörlüktür. İşte bu fotoğrafı görünce düşüncelerimi şöyle dile getirmiştim:

BUNDA SENiN PAYIN NE?

Televizyonu açarsın, karışına geçersin.
Yabancı dizileri özellikle seçersin.
Büyük bir keyifle çaktırmadan izlersin.
Teknolojide payın ne? Kravatla sorun ne?

Arabaya binersin, etrafa havanı atarsın.
Telefona sarılıp, saatlerce konuşursun.
Işıklarda öfkelenip şaşkına dönersin.
Teknolojide payın ne? Şapkayla sorun ne?

Bilgisayarı açarsın,facebook’u seçersin.
Durmadan dinlenmeden, saatlerce görüşürsün.
Bütün bilgileri bedava toplarsın.
Teknolojide payın ne? Pantolonla sorun ne?

Mutfağa girdiğinde buzdolabı unutma.
Temiz tabakları bulaşık makinesine atma.
Işıklar gitti diye sakın erkenden yatma.
Teknolojide payın ne? Kravatla sorun ne?

Lambaları yakarsın, çırayı tanımazsın,
Sadece evi değil sokakları da aydınlatırsın.
Aydınlığın Edison’a borçlu olduğunu bilir misin?
Teknolojide payın ne? Eğitimle sorun ne?

Hastalanınca hastaneye koşarsın.
Utanmadan kadın-erkek doktor seçersin.
Bazı ilaçlar İslama uygun değil dersin.
Teknolojide payın ne? Bilimle sorun ne?

Toplum karşısına geçersin.
Göğsünü ,bağrını açarsın.
Deli saçmaları yayarsın.
Teknolojide payın ne? İlaçlarla sorun ne?

Sen bunları bilir misin?
Bir bilene sorar mısın?
Mucitleri tanır mısın?
Teknolojide payın ne? Aşıyla sorun ne?

Hiç boşuna kırışma.
Olma kimseye yanaşma.
Sakın dürüstlerle savaşma.
Teknolojide payın ne? Okullarla sorun ne?

(Gavur icadı diye kravat takmayanlara, ilaçların İslam’a uygun olmadığını söyleyenlere ve diğerlerine ithaf olunur.)

GÜVENME

Her yüze güleni dost sanma sakın
Güvenme sırtını dönme sen sakın
Tatlı sözlerine inanma sakın
Düştüğün duyarsa terk eder gider

Acımaz haline tutmaz elinden
Yaraların deşer durur derinden
Bal yerine zehir akar dilinden
Düştüğün duyarsa terk eder gider

Sakla sırrın el aleme bildirme
Dostun üzüp düşmanını güldürme
Altuner sen boşa kendin kandırma
Düştüğün duyarsa terk eder gider

Abdurrahman Altuner

Ayhan Altaş’ın bayram mesajı (Gülveren Sevdalıları grubundan alıntı)

https://www.facebook.com/burhan.altuner.9/videos/1238191606361106/

AYHAN ALTAŞ’IN ŞİİRLERİ

CANIM GÜLVEREN

Suların Soğuktur tertemiz havan
Sende yaşadıkça yemedim yavan
Peynir bulamazsam hazırdı soğan
Ac kalmadım sende güzel GÜLVEREN

İlkbahar gelince açar güllerin
Sabah erken eser seher yellerin
Karanlık gecede hep yıldızların
Akar gider canım güzel GÜLVEREN

Babamı anamı emanet ettim
Sende bırakıp ta Askere gittim
Sanma ki onları Külli terk ettim
Seni çok özledim güzel GÜLVEREN

Belki bir gün nasip olur dönerim
Güzel günlerimi tekrar anarsam
Anamı babamı tekrar görürsem
Sevinç kaplar beni güzel GÜLVEREN

Biraz Ova biraz dere biraz dağ
Ne olursa olsun hepsi bana bağ
Aklıma gelince şimdi tere yağ
Hüzün kaplar beni güzel GÜLVEREN

Acıyla buruştu bak yine yüzüm
Ağlaya ağlaya kapandı gözüm
Ağaçlar dökünce yaprağın güzün
Keder kaplar beni güzel GÜLVEREN

Ne ararsam bil ki hepsi sende var
Kış olunca kaplar her tarafı kar
Kalınca uzakta ela gözlü yar
Hüzün kaplar beni güzel GÜLVEREN

Bir taraf mezarlık bir taraf meşe
Kötü söz etmedim etmemde haşa
Up uzun ayrılık gelince başa
Hüzün kaplar beni güzel GÜLVEREN

Fasulyesi çiçek açar yaz ile
Söylesin mısırı gelsin de dile
İrice patates kuylasam küle
Doya doya yesem turp’un GÜLVEREN

Ekşi ahlat derler onun adına
Doyum olmaz elmasının tadına
Tavada kızarmış tavuk buduna
Ekmeğimi sürüp yesem GÜLVEREN

Bostanında olur bol yerelması
Yeşil büyük soğanını yolması
Yoğurdunun yaylalardan gelmesi
Ne hoş olur yazın güzel GÜLVEREN

Ekmeğin açıktır Peynirin beyaz
Kış olunca çıkar sertçe bir ayaz
Odunuyla meşhur bizim Godboğaz
Ne hoş olur sende gezmek GÜLVEREN

Acısuyun çağsor köyüne sınır
İkindi zamanı Ezan okunur
Tezgahında çul cecimi dokunur
Çulunu özledim senin GÜLVEREN

Çarğağa yasladın sağlam temelin
Yağmurlar yağınca geliyor selin
At üstünde daha güzeldir gelin
Düğünün özledim senin GÜLVEREN

Erdavut’ta Şehitlerin yatıyor
Ziyaret Şanına çok şan katıyor
Üçtaşların Bana cilve satıyor
Dıretin özledim senin GÜLVEREN

Soğmun la muhalif büyük güneyin
Komşular susun da beni dinleyin
Yolları yokuştur bizim peneğin
Peğler in özledim senin GÜLVEREN

Çağsoru Şamkası at yolu ile
Söylesin dağları gel sinde dile
Soğmunu Bariği Zuvartı ile
Kevengin özledim senin GÜLVEREN

Ah çeksem dayanmaz düz olur dağlar
Düşünce ateşi Yüreğim dağlar
Kardeşi beline kurdele bağlar
Gelinin özledim senin GÜLVEREN

Teker teker saysam bir ömür yetmez
Hayalimden hatıralar silinmez
Düştüm gurbet ele halim bilinmez
Resmini özledim senin GÜLVEREN

Senin için inim inim inlesin
Dursun Yolcuların beni dinlesin
Bir ah çeksin birde destan söylesin
Türkü nü özledim senin GÜLVEREN

Dertli söyler nimetinin adını
Unutamaz hiç birinin adını
Eksilirmi sarı çamın odunu
Yeşilin özledim senin GÜLVEREN

Altaş yazar kaleminin dilinden
Kimse tutmaz zavallının elinden
Kalınca uzakta taze gelinden
Acı boğar beni güzel GÜLVEREN

Ne söylesem ne dilesem ardı yok
Sanmayın Ayhan ın şimdi derdi yok
Herşeyim var fakat şimdi köyüm yok
Dağların özledim senin GÜLVEREN

Ayhan ALTAŞ

GÜLVEREN KÖYÜ

ADAM GİBİ ADAM
Adın gibi Olgun ol yavrum
Çakmak gibi gözlerin denizden alsın rengini
Yıldırımlar gibi toprağa inen ışık
Adım attığın zaman toprağı titreten darbe ol

Yorulduğunda içine çektiğin nefes, acıktığında yediğin lokma,
Mazlumlara uzanan el, üzüldüğünde duyduğun duygu ol.
Yardıma ihtiyaç duyanlara kol, yorulup yolda kalanlara yol ol
Hiç bir şeyden korkma kararlı ol

Düşene destek hastalara can, Büyüklerine damar küçüklerine kan ol
Anana kuzu babana dağ, Geçmişlerine rahmet geleceklere örnek ol
Daha ne diyeyim be oğul ALLAH’a kul Ahirete gül ol.
Olki adını yazsınlar gönüllere, Son sözüm oğul gönüllere taht kur ADAM GİBİ ADAM ol

23.04.2017 Pazar Ayhan ALTAŞ

Biliyorum bir gün;
Koşacak bahçemizde çocuklar,
Ağaçlarda kuşlar dallarında salıncaklar,
Top oynayacak, Salıncaklarda sallanacak çocuklar,
Neş’e Dolduracak kalbimizi
ILGIN Ilgın esen rüzgar.

Biliyorum bir gün;
Çınlayacak kahkaha sesleriyle sessiz duvarlar,
Saklambaç oynayacak, ip atlayacak çocuklar,
Ne keder kalacak nede ahuzar,
Neş’e dolduracak kalbimizi
ILGIN Ilgın esen rüzgar.

Ayhan ALTAŞ
09.07.2016 Cumartesi

Biliyorum bir gün;
Koşacak bahçemizde çocuklar,
Ağaçlarda kuşlar dallarında salıncaklar,
Top oynayacak, Salıncaklarda sallanacak çocuklar,
Neş’e Dolduracak kalbimizi
ILGIN Ilgın esen rüzgar.

Biliyorum bir gün;
Çınlayacak kahkaha sesleriyle sessiz duvarlar,
Saklambaç oynayacak, ip atlayacak çocuklar,
Ne keder kalacak nede ahuzar,
Neş’e dolduracak kalbimizi
ILGIN Ilgın esen rüzgar.

Ayhan ALTAŞ
09.07.2016 Cumartesi

MİRA
Kendinden evvela ismi gelenim
Safalar getirdin hoş geldin mira
Kalbimde sevginle yerini aldın
Uzaklarda bensiz neylersin Mira

Ak düştü saçıma gönlüm onbeşte
Güldürdün yüzümü yaş ellibeşte
Nerde kaldın kuzum beşiğin boşta
Hoş geldin dünyama hoş geldin Mira

Sevgiyle birleşir coşar gönüller
Şarkılar söylüyor sessiz bülbüller
Seninle açıldı tomurcuk güller.
Aydınlandı gecem hoş geldin Mira

01.02.2019 Ayhan ALTAŞ

NİL

Asırlardır dalga dalga akarsın,
Şaşkın şakın etrafına bakarsın,
Elvan çiçek gibi çok hoş kokarsın,
Uzaklardan yakınıma akan NİL.

Çok uzun zamandır yolun gözlerim,
Burnum sızlar kuzum seni özlerim,
Bak yine ağladım doldu gözlerim,
Uzaklardan dedesine bakan NİL.

Nehirlerin şahı tarihin sesi,
Derin derin alıyorum nefesi,
Sıkıştı bak şimdi göğsüm kafesi,
Uzaklardan beni Od’a yakan NİL.

Hoş geldin baharım hoş geldin yazım,
Sevincimden kesiliyor avazım,
Bir elde mendilim bir elde sazım,
Nota nota yüreğime akan NİL.

NİL değince sular bulanık akar,
Eyüp Peygamberim hep ona bakar,
Hazreti Yusuf’a nişane takar,
Taaa Tarihten kopup gelen kuzum NİL.

Ayhan ALTAŞ 03.12.2019

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir