Şenkaya’nın İlçe Oluş Öyküsü

ŞENKAYA’NIN İLÇE OLUŞ ÖYKÜSÜ

Hüseyin Köycü Erzurum’da kara trene mi  biner, yoksa Karadeniz yoluyla mı gider bilinmez, Ankara’nın yolunu tutar .Heyecanlıdır. Niyeti Örtülü Köyü’nü ilçe yapmak. Ankara’ya varır. Meclis binasına gider. Meclis binasının önünde yatar. Niyeti Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’yü görmek, onunla konuşmak. Meclise Cumhurbaşkanı İnönü’nün geleceğini öğrenir. Onun geliş saatinde ve gireceği kapının önünde uzanıp, yatar. Genel Sekreter Cevat Dursunoğlu’nu; ‘’ Kalk Hüseyin ne yapıyorsun? Şimdi Reis-i Cumhur gelecek ‘’demesine rağmen kalkmaz. Tam o sırada İnönü gelir. Köycü’yü tanıdığı için Cevat Dursunoğlu’na seslenerek, ‘’Hüseyin ne yapmak istiyor?’’ diye sorar. O da ‘’Efendim, dağın başındaki köyünü ilçe yaptırmak istiyor, onu size duyurmak için bu yolu seçmiş.’’ diye kulağına fısıldar.

İnönü; ‘’Demek dağ başındaki köyü ilçe yaptırmak niyetindesin.’’ diye seslenir. Köycü cevap verir:

-Sayın Cumhurbaşkanım, marifet dağ başındaki köyü ilçe yapabilmek. Yoksa diğerlerini yapmak zor değil. Bu cevabı çok beğenen İnönü Örtülü ilçe olsun diye karar verir. Sonunda dediği olur.1946 yılında Örtülü köyü Şenkaya İlçesi olur.

KÖYCÜ’NÜN ALDIĞI İLK RADYONUN ÖYKÜSÜ

Yüksek rakımlı Allahuekber Dağı’nın kuzey batı eteğinde Örtülü Köyü, Güney doğu eteğinin bittiği düzlükte Selim ve ilerisinde Kars bulunur. Köycü Kars’tan bir radyo alır. Yusuf İlgün adında birini gönderir. Yusuf İlgün radyoyu ve pillerini sırtına bağlayarak yola koyulur. Patika dağ yollarından (Allahuekber) yaya olarak Örtülü’ye getirir.

Radyo halkevine konulur. Koy halkı ülke ile ilgili haberleri bu radyodan dinler.Anlaşılmayan ve açıklanması gereken konu olursa, köy öğretmeni Abidin ERGENEKON açıklardı.

İlk defa radyo gören ve dinleyen halktan bazıları, ’’Ankara’dan konuşulacak, Örtülü ’den dinlenecek; yok kardeşim bu bir cambazlıktır. Belki de, kutunun arkasından Köycü gizli konuşuyordur.” Derler. Köycü bunu olağan karşılar. Evinde eşine veya kızına; “Çantamı hazırlayın” der ve Ankara’nın yolunu tutar. Asla kırgınlık duymaz. “Köy halkının gelişme ve medeniyete ulaşmada gayret eden aydın fikirli gençlerinin birkaç dedikodu için rahatsız olmamalarını öğütler.‘’ Bu kişileri de ikna etmek gerekir” diye düşünür. Radyo evine gider. Radyoevinde bir konuşma yapar. Konuşması sırasında köy halkını inandırmak için, özellikle; “Bu bir cambazlıktır” diyen kişileri tek-tek, lakaplarıyla birlikte sayıp; “Size şu anda merkez-i hükümet, yani Ankara’dan hitap ediyorum ve işte radyo budur.” der.  Bütün bunları kendi parası ile yapar.*Sarı Karton,Prof.Dr.Koptegel İlgün,Prof.Dr.Durkaya

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir