Her Telden- Hakkını Helal Et!

Düşünü-YORUM

İki kişi arasındaki şu konuşmaya tanık oldum.Birisi diğerine sanki bütün savaşların sebebi sigara imiş gibi zararlarını anlatıyordu.Diğeri kızgın bir şekilde:

-Ne elin sigarasına kafayı takmışsın.Elin sigarasından sana ne? Gücün yetiyorsa ve yüreğin varsa fabrika bacalarından çıkan ve çevresini zehirleyenlere uğraş ve düzelt.Basit işlerle uğraşma.

 HAKKINI HELAL ET’!

Hakkını kime helal edeceksin, kime etmeyeceksin? ’Hak’ işi o kadar karışık ve o kadar sarmal ki. Yaşanmakta olan bir olayı anlatayım. Oturduğum binanın, sokağın karşısında eski bir bina sökülüp yerine yenisi yapılıyor. Orada bulunan binaların kodları belli. Benim oturduğum bina yakın zamanda, diğer bina ise henüz bitirildi. Bunların kodlar da belli. Karşıda inşaat halinde olan bina diğer binalar gibi beş kat olmasına rağmen kodu (yüksekliği) diğer binalardan bir buçuk iki metre yüksek olduğu gibi ana yola da kaydırılmış. Anlatılanlara göre; Komşu bina sakinlerin itirazına ve konunun mahkemeye taşınmasına rağmen müteahhit hiç kimseyi takmadan inşaata hızla devam etmekte, belediye ise bu bilmesine rağmen müdahale etmemekte, seyirci kalmaktadır.Oturduğum daire dubleksti. Üst katta uygun ve kimseye zararı olmayan bir yerden ,bina yöneticilerinin bilgisi dahilinde kapı açmıştım. İşime çok yaramıştı. Alt katı kiraya verip üstte ben oturuyordum. Karşımda oturan kişi yok yere şikayet etti.Belediye ile görüştüm. Hiç bir yolu yok, kapatacaksın ,yoksa yüksek miktarda ceza yazarız dediler. Ben de kapattım. Eski haline getirdim. Belediyenin bana gücü yetmişti. Çünkü ben garibandım. Aynı belediyenin yukarda bahsettiğim müteahhide gücü yetmiyor. Çünkü müteahhidin arkası güçlü. Eğitim hukuku dersi alırken hocamız hukuk anlayışının dünyada iki türlü olduğunu söylemişti:’ 1-Hukuk örümcek ağı gibidir, güçlüler deler geçer, güçsüzler takılır,kalır.2. Sosyal hukuk devleti, güçsüzleri güçlüler karşısında koruyarak gerçek eşitliği yani sosyal adaleti ve toplumsal dengeyi sağlar.’ Yorum sizlerin.Benim, komşu binalarda oturanların ve anayoldan geçenlerin hakkına el uzatıldı. Kod yüksekliği meltemin (rüzgarın) önünü kesiyor,denizi kapatıyor. Bina yola kaydırılınca kaldırım daraldı. Peki suçlu belediye mi, müteahhit mi ,müteahhidin sırtını dayadığı güçlü kişiler mi, yoksa müteahhidin sırtını dayadığı kişileri oraya getirenler mi? Bakın ne kadar karışık ve sarmal.Mağdur kişilerin hakkı kimde? Kimden sorulacak. Üstelik belediye başkanı, müteahhide güç verenler maaşını mağdur olan kişilerin vergilerinden de alıyor. Bana sorarsanız onların görevi bu. Teröristlerin terör yapma gibi bir görevlerinin olduğu gibi. Bana göre suçlu ,müteahhidin sırtını dayadığı, güç aldığı kişileri oraya getirenlerdir. Yanı oy verenlerdir. Ben hakkımı onlardan isterim. Susamıyorum. Çünkü haksızlık karşısında susmanın dilsiz şeytan olduğunu biliyorum.

Selahattin ALTAŞ

TRT BİR OKULDU


TRT; Ulu Önder Atatürk’ün açtığı yolda, gösterdiği hedefe ulaşmak için üzerine düşeni yapıyordu. Çağdaş uygarlığı yakalamak ve hatta geçmek için faaliyetlerini sürdürüyordu. TRT bir okuldu. Yani bir üniversite idi.Çalışanları kılı kırk yararak seçilirdi.Konuşmaları ,kılık kıyafetleri güzeldi.Örnek teşkil ediyordu.Çıkarılan sanatçılar da topluma örnek kişilerdi.


Sunucuları (Spikerleri) özenle seçiliyordu. Türkçeyi iyi bilen, akıcı konuşan sunucular haberleri sunarlardı. Türkçe’mizin öğrenilmesinde, sevilmesinde TRT nın payı büyüktü. Hem yansız haberler dinler ve hem de diliniz gelişir zenginleşirdi.


Müzik programlarında;Türkü ve Sanat Müziği programlarında iyi sanatçılar yer alırdı.Bir tarafta bu sanatçıları büyük bir zevkle dinlerken diğer taraftan müzikten zevk alma duygunuz gelişirdi.Bu sanatçılar birer öğretim görevlisi gibi sanatlarını yaparlardı.
Eğitim programları ha keza.Eğitim programlarına katılanlar da özenle seçilirdi.Bu programlar sınıf gibiydi.Bir öğrenci gibi dinler ve yararlandınız.
17.08.2020 tarihinde saat 16.02 de yayınlanan TRT TÜRKÜ kanalı Erzurum Radyosu Yurttan sesler programında Erzurum-Narman’ın Samikale Köyünde doğmuş ünlü hak aşığı Sümmani Babaya ait olan “Ervah-ı ezelde levh-i Kalemde” deyişi ,Erzincan yöresinden bir “türkü” diye anons edilmiştir.Bu bir yanlışlık,dil sürçmesi olamaz.Bunu yapan spikeri kınıyorum.Kınama da yetmez, sesimizi duyan bir yetkili varsa şikayet ediyorum.Vergilerimizle faaliyetini sürdüren TRT ;Görevlilerini iyi seçmeli,liyakatli kişileri işe almalıdır.Söz konusu deyişi çok sevdiğim ve menşe sini iyi bildiğim için yanlış anons edildiğin fark ettim.Demek ki bize daha çok hatalı bilgiler yutturuyorlar. Silinmedi ise kayıtlarda mevcuttur.Sadece bir kez değil, bir kaç kez aynı hata yapıldı.
Sırf bu nedenlerden dolayıdır ki İzlemem ama geçende kanal ararken tesadüfen TRT Müzik kanalını izledim.İzlediğime de pişman oldum.Kanalın ışıklandırılması,dekorasyonu şatafatlı idi.Gel gör ki konuşmacılar,çıkarılan sözüm ona sanatçılar konuşmaktan acizdi. Mevlana’nın bir sözü var ya: ”Nice insanlar gördüm üzerinde elbise yok,Nice elbiseler gördüm içinde insan yok! Bu ve bunun gibi nedenlerden dolayı bizlerden kesilen TRT vergisine gönlüm asla razı değildir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir