Şenkaya Çevresinde Ermeni Mezalimi
Ayrıntılarına geçmeden önce Ermeni mezaliminin nedenlerini özet olarak görelim: l.Dünya Savaşı sonunda Osmanlı Devletinin yenilmesi, Rusya’nın , Bolşevik Devrimi nedeniyle 40 yıl hüküm sürdüğü bölgeyi (Elviye-i Selase-Üç sancak:Kars,Ardahan,Batum ) terk etmesi,batılı emperyalist güçlerin kışkırtması ve maşa olarak kullanması sonucu sözde Ermeni Devleti kurma hayallerine kapılan ve ‘’Kan dökmeden hürriyet elde edilemez” sloganı ile işe başlayan Ermeni Komiteleri (Hınçak-Taşnak-Ermenekan vs) adeta çıldırmışlardı. Ruslar geri çekilirken silahlarını Ermenilere bırakırlar.Bırakılan bu silahlarla sözde ‘’Ermeni Devleti’’ kurma hevesine kapılan Ermeni çeteleri bölgenin Müslüman ve Türk nüfusunu eritmek ve ortadan kaldırmak için inanılmaz mezalimler yapıyor,karşılarına çıkan ne varsa yakıp yıkıyor,ateşe veriyor,yağmalıyor,direnen ve eli silah tutanları topluyor ve katlediyorlardı.İşte bu Ermeni zulmüne direnen bölge halkı 1919 yılında Karınca Düzü’nden Kaleboğazı’na, Artvin’den Bardız ve Narman yaylalarına kadar olan bölgeleri savunma sınırları içerisinde kabul eden “OLTU ŞURA HÜKUMETİ”ni kurdular …..
Aşık Nihani
23 Aralık 2019 · Köye gelince dedemin tarif ettiği yerdeki; erzâkları bir çuvala yerleştirdim. Evden çıkarken, Rus Jandarmaları beni yakaladı. Onlar da kollarımı bağlayıp Neçelik’in karşısına çıkardılar. Neçelik: ‘’ Bu casustur! Bunu gökte arıyorduk, yerde bulduk,’’ deyip rapor tuttu. Sarıkamış’a doğru giden esirler kervana beni de kattılar!Ayrılık vakti gelmişti, gözümüz yaşlı gönlümüz gamlıydı. Şehid kanlarıyla yoğrulan bu topraklara Ermeni, Rum, Malakan nüfusu yerleştirilmişti. Sarıkamış Harekâtından sonra Ermeniler eli silah, ayağı yol tutan Müslümanı Sibirya ve Nargin’ sürdüler. Bu sürgünlerin bir kısmı yolculuk sırasında, bir kısmı çalıştığı yerlerde Ermeni çeteleri tarafından hunharca katledildi. Öz vatanda garip, öz vatanda esirdik! Babam sürgünden gelince annem kendisine: “İhtiyâr, sen geldin, oğulların hani, dedi. Babam da: ‘Onları bana değil, Kara Hasangilin Ahmet’e sor’ dedi. Annem ile gidip sorduk: ‘’Mazlum ve Numan’ı Ermeniler şehit ettiler’ demişti. Annem daha bir şey diyemedi, kaskatı kesildi.Köyden ayrılırken Abdulmecit, Memikgilin samanlığın bacasında kâfirler babamı kesmeye götürüyorlar, diye feryâd ediyordu. Bu hazîn manzarayı şöyle dile getirdim:
Kime arz edeyim müşkül hâlimi
Cenâb-ı Mevlâ’ya bağışlan beni
İnsâf edin, kendir kesti kolumu
Günâhsız gedâya bağışlan benİ
Hüzünlü ayrılık beni hûn eder
Bu darbeler kemiklerim un eder
Sabi sıbyân peşim sıra ün eder
Şu gelen sedâya bağışlan beni
Rus askerleri Türkçe bilirmiş. İçlerinden biri tüfeğinin kabzasıyla sırtıma vurunca; burnumdan kan, gözlerimden yaş akmaya başladı. Jandarmanın diğeri arkadaşına: “İnsâfın yok mu, niçin vurdum? Aç adamın kollarını, kaçarsa vururuz,” dedi. Benim derdim cân değildi! Mağarada yolumu bekleyenler vardı. Jandarmaları insafa gelsin diye, onlara şöyle seslendim:
Nâhâk yere sürgün oldum kazaya
Burnumdan akan kan döndü deryâya
Haça, kiliseye, Meryem Ana’ya
Hazreti İsâ’ya bağışlan beni
Rus Jandarmalarını insâfa getirmiş olacak ki, kollarıma bağlakıları kendir ipi çözdüler. Kendir bileklerimi kesmiş, yere kan damlıyordu. Yol kenarından kopardığım gevrek yaprağı ile yaramı sarıp dua ile kendimi teselliye çalıştım: Evlâdım, elimde silah yoktu, amma dilimde duâ vardı. Mağaradaki o mâsûmların aç susuz titremeleri, Abdulmecit’in hâli gözlerimin önünden bir türlü gitmiyordu, duâ ettim:
İncil’den üç duâ edeyim tarîf
Büyük münâcâttır bilirse arîf
Ziyâretgâhızdır Kudüs-ü Şerîf
Rütbesi ulyâya bağışlan beni
Bu devrin elinden âmâna kaldım
Der Nihan del olup dîvâne kaldım
Yüz doksan esirden bir tane kaldım
Ana bir Havva’ya bağışlan beni ______________________________
Zakim’in karşısındaki eğriler mevkiine gelmiştik. Kader bu; gidip de gelmemek, gelip de görmemek vardı… Hasretle köye baktım, bakmaz olaydım. Rus Jandarmaları tarlalarda iki çocuğu kovalıyordu. Çocuklardan biri dokuz, diğeri altı yaşında vardı. Jandarmalar köy halkını soruyor, onlar: “Bilmiyoruz, biz bilmiyoruz.” diye ceylan gibi kaçıyorlardı. Jandarmalar büyük çocuğu yakalayacaktı ki, bu çocuk kendini yüksek bir kayadan attı. Çocuğun dağlarda yankılanan feryâdı yüreğimi dağlarken, Jandarmalar küçük çocuğa yetişip süngü vurdular. Çoban ölmüş, sürü başsız kalmıştı. Kara bahtlı yetim yavrular, dağların kır çiçekleri, deyip deyip ağladım. Ruslar:’’ Türklere yardım ettiniz, Enver Paşaya kılavuz oldunuz diye Bardız çevresinden190 kişiyi Sibirya’ya sürdüler. Bunlar arasında babam, iki kardeşim, kayın pederim de vardı. Bu hazîn manzarayı şöyle dile getirdim:
Zâlim felek sana nettim neyledim
Düşman kılıçları çalha çaldadır
Zerul hâlim çok bilene söyledim
Kimse yol öğretmez eyce yaldadır
Bu otuz harbine cân mı dayana
Nice nevcivânlar bölendi kana
Dağıldı her biri gitti bir yana
Yitirdiler bilmem hangi çöldedir
Soğanlı’da nice alaylar dondu
Pervâne olup Kars uğruna yandı
Nice bin hânenin ocağı söndü
Yine derler zulmün çoğu daldadır
Karlarda yatanlar şerefli, şânlı
Kimisi vurulmuş nûr yüzü kanlı
Kimisi nevcivân, tâze nişânlı
Boynu buruk melûl gözü yoldadır
Yollara düşenin gelmiyor sesi
Analar ah çeker, atalar yası
Gidenler yâd değil ciğerpâresi
Aceb bilen var mı ne ahvâldedir
Ahvâli bilinmez, İslâm kan ağlar
Moskof’un bu zulmü ciğerim dağlar
Ölenler kurtuldu, ne çeker sağlar
Her bir yanı yoklar karakoldadır
Karakoldan cânı dağa atarız
Mevsim kıştır oğul, taşta yatarız
Kış günü tutarsız kaldık batarız
Azmış Urumlar da fitne-fil’dedir
Sahipsizler Hakk’a dilek diliyor
Sabi sıbyân kuzu gibi meleyor
Deseler ki giden esir geliyor
Bu yangûn Nihanî bu hayâldedir
DÖNEMİN ERSİNEK KÖYÜ İMAMI MEHMED’İN YAZDIĞI MEKTUBUN SURETİDİR.
Asakiri islamıyye din kardeşlerimize: Evvela büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden büs ederek ziyadesiyle selamlar ederim. Kardaşlar küffar eline esir olanın hali nice olduğu cümlenizce malumdur.Fakat bu defa olan esirlik ve hakaret hiçbir zaman görülmemişdi. Devr-i Ademden bu yana zalimler ne olmuşdur ve de ne olabilir. Dil ile vasfolunamaz. Ancak halka ayandır. Sabiler ve arvatlar avazı arş-ı alaya çıktı. Felekleri ağlaştı. Düşmanımız cesim bir düşman olsaydı insana efkar olmazdı.Ancak bizim vicdansız hakikatsizlimimzden dört Ermeni neferi elinde, boynu eğri, gözü yaşlı orada bıçakla ve büyük ezalarla katlolunmaklığımız ölmezden evvel öldürdü. Mal, at ve davarlardan millet bir kere el çekmişdir. Namus kalmadı. Candan sual olunursa islam yarıdan ziyade üçte biri kaldı.Kars köylerinden Merdinik cıvarında Burgoş ve Mihril karyelerinde göçle gelirken Arsenik (Ersinek) civarındaki Karçukboğazı denilen yerde mezkür göçlerden yirmi sekiz cenaze defneylediler ve diğerini de Arsenik (Ersinek) karyesinin bir çayrek mesafesindeki Parnil denilen derede bunlardan maada bir Ermeni bir kendi lisanıyla cevaben diyorki bunlar ne olur,Allahuekber’de Ayı Deresi denilen bir yerde bir mağara içerisinde bu göçlerden seksen nefer katlettik. Bizim Kassap Paşa namında bir kumandanımız vardır.Böyle çok kasaplıklar edecektir)yazıldı. Kosor karyesinde umum millet cem olup İzzet Beyin kolu altındadır. Biraz kalan islamda evel Allah ,sonra İzzet Beyin sayesindedir. Billah bunda hilaf yokdur. Ama yine kurtaramadı kendisi elinden islamı kesdiler,katleddiler.Avunder’dan sekiz hane öldürüldü. Arsenik (Ersinek Köyünde bir çok insan gaipdir. Kosor’dan aşağı yukarı şöse sular insan cendeğinden içilemiyor:Bu kafirlerin yegane kuvveti ekserisi Kiraşlıgöl tarafında fakat ne mıkdar olduğunu bilmiyorum. Kafirlerin kuvvetinden sual olunursa Kosor’dan Karadağ’a kadar Penek ceğhesinde üç yüz nefer olur olmaz. Angaraya (angarya) hidmetine giden Sadıkul-ukul olanları sual eylediğimizde iki top,üç makineli tüfeng ve altmış nefer sayılabilmiş. Diğer bir tavanın başına Çatmam.. denilen yere Kanlıgölü sade iki top ağızları olur. Karyesi tarafına diğerinin Penek Kalası,Alacık kışlasında iskan edilen askerin içerisinde Mazmanof kendisi ve bir top beraberdir. Alacık kışlasının dağı içinde çadırdadır. Karkaluh tarafından Adasor Yaylasında bir top ve Kosor bağçesinde Mehmet Beyin bağında dört makineli tüfeng on muhafız ve ondan başka ne Merdinik’de ve ne de Kars’da ve de diğer yerlerde bir nefer askeri yokdur. Jandarmalığa adam bulamadıklarından İslamdan jandarma istiyorlar. Kars’dan bile haberimiz vardır. Allahuekber’de Issızdere’de düşmandan hiçbir adam yokdur. Beş gün mukaddem harb olduğundan yekunu kaçmaya yüz tutdular.(Hantepesi’nde icra kılınan muharebedir).Mahmanov’u (Mazmanof) kılıcı çekip sövdü, geri itdi. Penek Karyesinde ekinleri biçerek arkalarıyla götürmektedir. Kosor Karyesindeki anbarı taşımaktadır.Arsenik (Ersinek) karyesi imamı Mehmed BOA. HR.SYS.2878/43 (devlet arşivleri)
Karye:Köy.Küffar:Kafir.Merdinik :Göle.Kasap: Kasap.Cendek: Ölü beden.
Kâzim KARABEKİR’in anılarından OLTU , ŞENKAYA SARIKAMIŞ , GÖLE bölgelerinde Ermeniler tarafından katliama uğrayan köyler (alıntı).
ŞENKAYA ÇEVRESİNDE ERMENİ MEZALİMİ-2
1877-1878 Osmanlı Rus harbinden sonra 1879 yılında imzalanan “Ayastefonos antlaşması ” ile Şenkaya, Kars vilayetine bağlanarak Rus yönetimine girdi. 1917 yılında Rusya’da Bolşevik ihtilalı üzerine işgalci Rus birlikleri bölgeyi Ermenilere bırakarak yöreyi terk ettiler.Kazım Karabekir Paşa komutasındaki Birinci Kafkas Türk Kolordusuna bağlı birliklerin katılımı ile Ermeni çetelerini temizleyerek 7 Nisan 1918 tarihinde Şenkaya’yı kurtardılar.
Şenkaya çevresinde yapılan Ermeni mezalimi ile ilgili olarak Hacettepe Üniversitesi Rektörü Baş Danışmanı Avukat Mehmet Beyden mezalimi yaşayan büyük annesinden dinlediklerini aktarıyorum:Mezalimi bizzat yaşayan ve öldürülen Mehmet Beyin eşi Menekşe Hatun’un anlattığına göre: Mehmet Satılmış Beyin Büyük dedesi Çil Ahmet’in oğulları Aslan ve Mehmet ( Sayıştay Başkanı Sayın Doç.Dr.Recayi Akyel’in ana tarafından dedesi) 1914 yılından önce Göllet (Kömürlü) köyüne 30 sene muhtarlık yapmışlar.Kaçakaçlık yılları; ilkbahar mevsimi, Nisan veya Mayıs ayı .Ermeni Hıncak ve Taşnak çeteleri, kağnı arabaları ile kaçan (kaçakaçlık) bütün Olur -Şenkaya – Oltu üst, yani bizim tarafta kalan bütün köyleri (Göllet,Tecirek,Soğmun,Pertuvan,Hanımkom,
Kahmus, Zuvart,Kevenk,İznos,Kosor,Deliklitaş, Berdik Suzuz,Balkaya vb) Penek Çayının Berdik’ten Göllet’e giden yol ayrımı ile kesiştiği düzlüğe toplamışlar. En üst düzey çete elemanı ‘Meçelik’ kadınları bir tarafa,erkekleri bir tarafa ,çocukları diğer tarafa ayırıyor.Bütün hayvanları ise (koyun, sığır ve atları) başka bir tarafa topluyor.Sarıkamış ile Bardız arasında bir yerde Meçelik’in karargahı varmış .Oraya götürecekler. Ermeni çeteleri kılıçları ellerinin tutuğu yere zarar görmesin diye (vala ) tülbent sarmışlar.Topladıkları köylülerden direnenleri kılıçtan geçirip katledecekler.Dilaver 5,Kahraman (Doç . Dr. Turgut ACAR’ın babası) 12 yaşındaymış.Ermeni çeteleri kalabalığa ‘Göllet Köyü Muhtarı Mehmet kim’ diye sormuş. Köy halkında Şerif diye birisi muhtarı gösteriyor.Muhtar Mehmet öldürüleceğini anlayınca kağnının kazıklarını söküp eline alıyor,Ermeni çetesine saplıyor. O anda diğer çeteler Muhtar Mehmet’i kurşuna diziyorlar.Muhtar Mehmet kurşunlanmadan önce köylülerine dönüp ‘Yürü deyince arkamdan bunca köy yürüyordunuz, şimdi ise bizi bir avuç Ermeni’ye sattınız’ diyor. Bu nedenledir ki soyadı kanunundan sonra Mehmet Beyin soyundan gelenlere satılmış soyadı veriliyor.Ermeni çetelerine sadece Hanımkom köyünden Mehmet Beyin kirvesi Aşır ve Hanımı Sultan Nene direnmiş. Mehmet Bey kurşunlanınca Aşır kirve Ermeniler dönüp ‘ Sizin haçınızı ,putunuzu….’ diyor.Onu da katlediyorlar. Aşır iyi saz çalarmış . Dermiş ki Allahtan korkmasam Yasini Şerifi çalarım. Aşır Kirvenin Hanımı Sultan Nene ‘ Allahım! bu gavuru bana gösterme’ diyor. Onu da kurşunluyorlar. Deliklitaş civarında bir yarın, uçurumun altına çekiyorlar. Menekşe Nene yalnız başına üçünün üzerine toprak örtüyor.Bardız tarafına götürülen erkeklerden çok azı kadın kılığına girerek ,bazıları ise başka yolarla kaçabilmiş,kaçamayanlarda orada katledilmiştir (Düzeltiyorum: Mehmet beyin kisvesi Hamımkomlu Aşur ustanın torunu oluyorum. Bu araştırmada orda şehit edilen Aşur usta ve babası olmuştur. Eşi Sultan nene orada ölmemiştir. Olaydan sonra geri köyüne dönüp babasının yanında yaşamıştır. Bizde bu olayları bizzat Aşur ustanın öz torunları yani dedelerimizden dinlerdik. Sizden bu yazınızı düzeltmenizi rica ediyorum.Turgay BOZDEMİR).
Ben Turgay BOZDEMİR. Ermeniler tarafından şehit edilen Hamımkom lu Aşur ustanın torununun torununuyum. Aşur Usta ve kirvesi Gölletli Mehmet bey ermenilere karşı cok direnmiş ve savaş yapmışlar. Bu yüzden ermeni çeteler tarafından aranan birisiydiler. Ermeni mezaliminden kaçmak için Göllet lı Kirvesi Mehmet Bey ve köy halkı ile beraber göç ederken Deliktaş önlerinde ermeniler çeteler tarafından önleri kesilip Göç halindeki köylüler yağmalanmaya başlamış. Ve bu arada ermeniler tarafından aranan Aşur usta ve kirvesi Mehmet beyi sormuşlar. Köy halkından bazıları evet burdalar diyerek Mehmet Bey ve Aşur Usta yı ermenilere yakalatmışlar.. Her ne kadar direnselerde silahları göç arabasında saklı olduğu için silahlarını almaya fırsatları olmamış. Önce Mehmet beyi sonra kirvesi Aşur Ustayı şehit etmişler.. Aşur ustanın babası İbrahim bey ve eşi Zöhre Nene ermenilere bunları öldürmeyin deyip çok direnmiş altın vermiş ama orda Aşur ustanın babası Ibrahim beyi de şehit etmişler. Bu olay yaşanırken Aşur Ustanın yanında eşi Zöhre Nene ve iki oğlu varmış. Biri 10 yaşlarında Hamza biride 8 yaşlarında Kahraman. Olaydan sonra köy halkı koye geri döner köyde yaşamaya devam eder. Biz bu olayları bizzat olay yerinde olan Aşur ustanın oğlu Kahraman dedemizden dinlerdik..
Turgay
Selahattin Bey ben mezarlarını bulmayı çok istiyorum. Çok aradık ama bulamadık. Keşke dedelerimizin mezarlarını bulup şehit anıtı yaptirabikseydik
Tehcir,tehcir diye tutturanlara soruyorum.Ermeni çetelerinin bütün Müslümanları (Türk-Kürt ) toplayıp silah zoruyla Bardız tarafına götürmeleri tehcir değil midir? Orada katledilmeleri soykırım değil de nedir? Tabii ki Şenkaya ve çevresinde yapılan mezalimler sadece bunlardan ibaret değildir. Ancak burada sadece bir kaçına değinebildim.Yüzlerce yıl birlikte yaşayan Ermeniler, Emperyalist batılı güçlerin ve Sovyetlerin oyununa gelerek Hınçak ve Taşnak Çeteleri kurularak iki halk birbirine düşman edilmiş ,bu ve benzeri mezalimler yaşatılmıştır.Mezalimleri yaşamamış,duymamış bazı aymazlar,Osmanlı Ermeni soykırımı yaptı mı,yapmadı mı diye tartışıyorlar. Mezalimi yaşayanlar, görenler ve duyanlar kimin soykırım yaptığını gayet iyi biliyorlar.Kaba bir halk sözü vardır ’Bekara avrat boşaması kolaydır’.
ŞENKAYA-GÜLVEREN (İZNOS) KÖYÜ ÇEVRESİNDEKİ ERMENİ MEZALİMİ
1877-1878 Osmanlı Rus harbinden sonra 1879 yılında imzalanan “Ayastefonos antlaşması ” ile Şenkaya, Kars vilayetine bağlanarak Rus yönetimine girdi. 1917 yılında Rusya’da Bolşevik ihtilali üzerine işgalci Rus birlikleri bölgeyi Ermenilere bırakarak yöreyi terk ettiler.Kazım Karabekir Paşa komutasındaki Birinci Kafkas Türk Kolordusuna bağlı birliklerin katılımı ile Ermeni çetelerini temizleyerek 7 Nisan 1918 tarihinde Şenkaya’yı kurtardılar.
Çocukluğumda, Ermeni Hıncak ve Taşnak çetelerinin mezalimini yaşamış olanlardan bazıları hayattaydı.Akşamları köy odasında toplanır,sohbetler ederlerdi.Biz de bir kenarda oturur, onları dinlerdik.Konuşulanlar arasındaki konulardan biri,Ermeni mezalimi, beni çok etkilemişti. Bu mezalimi görmüş,yaşamış olanlardan biri de eşimin dedesi Arif Ağaydı.
Anlattığına göre;Bir gün silahlı Ermeni çeteleri köyü basmışlar.Vakit bulanlar ormanlık alana,yanı taşın altı denilen yere kaçıp saklanmışlar.Kendisi dahil üç kişi kaçamamış,ansızın yakalanmışlar.Çeteler bunları yanlarına alıp ,‘Penek Gediği’ denilen mevkie götürmüşler.Gedikten Erdavut Dağına yönelmişler.Öldürüleceklerini biliyorlar.Arif Ağa nasıl olsa öldürüleceğim,öyle ölmektense böyle öleyim diye potinin bağını sıkmak bahanesiyle biraz geriye kalır.O sırada olanca hızıyla çalılıklar içinde zikzaklar çizerek kaçmaya başlar.Arkasından ateş ederler,ama kurtulur..Onbeş dakika sonra iki el silah sesi duyulur. Yanlarında götürdükleri o iki kişi öldürülmüştür.
Yine bir gün Ermeni çeteleri köyü basar.Yaşlı bir kişi kaçıp saklanmaya zaman bulamaz.Aklına ölü taklidi yapmak gelir.Köy fırınlarının üzerine biriken kurum ilkbahar yağmurları ile birlikte fırının saçaklarından kara boya gibi akar.Saçağın altına yatar,yüzüne-gözüne sulu kurumdan sürer ve ölü taklidi yapar.Ermeni çetelerinden biri silahı ile dokunur.Arkadaşına bu ölmüş diyerek oradan ayrılırlar.Böylece adam kurtulmuş olur.
Ermeni çeteleri, yaşlı çocuk demeden, bütün Penek Köyü halkını bir gece samanlığa toplar.Samanlıkta kuru ot ve saman bulunmaktadır.Üstelik üsten samanlığın içine zift veya katran döküp,ateşe verirler.Bir çocuk yakalanmadan, korkup kaçarak, köyün arkasındaki kayalığa saklanır. Oradan insanların cayır,cayır yanışını seyreder.Mezalimden böyle kurtulan çocuk büyür,evlenir ve çoluk çocuk sahibi olur.
Çeteler Özyurt (Barik) köyünü de basarlar.Halkını bir meydana toplayarak yan yana dizerler.Karşılarına birer Ermeni çetesi geçer.Ateş etmek için emir beklemekteler.Aşağıdan bir atlı atını dört nala koşturarak gelir.Galiba onlara bozguna uğradıklarını söyler. Çeteler ateş açmaya vakit bulamadan kaçarlar.Böylece köy halkı kurtulmuş olur.
Tabii ki köy ve çevresinde yapılan mezalimler sadece bunlardan ibaret olmamıştır. Ancak ben burada sadece bir kaçına değinebildim.Yüzlerce yıl birlikte yaşayan Ermeniler, Emperyalist batılı güçlerin ve Sovyetlerin oyununa gelerek Hınçak ve Taşnak Çeteleri kurularak,birbirine düşman edilmiş ve bu mezalimler yaşatılmıştır.Bu mezalimleri yaşamamış,duymamış bazı aymazlar,Osmanlı Ermeni soykırımı yaptı mı,yapmadı mı diye tartışıyorlar. Mezalimi yaşayanlar, görenler ve duyanlar kimin soykırım yaptığını gayet iyi biliyorlar. Kaba bir halk sözü vardır.’Bekara avrat boşaması kolaydır’
Her geçen gün sözde soykırım iddialarıyla Türkiye üzerinde daha fazla baskı kurulurken, tarihsel gerçekler bu iddiaların yalan olduğunu tekrar ve tekrar gözler önüne seriyor. Ermenilerin bu iddialarını kendi kaynakları bile yalanlamaktadır. Ermenistan hükümetinin arşivlerini araştırmacılara neden açmadığı şimdi daha iyi anlaşılmaktadır. İşte bu belgelerin bazıları:
Belge 1/
TAŞNAK SUBAYININ RAPORU
Taşnak subayının 1920 yılında Beyazıt-Vaaram bölgesinden yazdığı raporunda şunlar yazılı:
“Basar-Geçar’daki Türk nüfusu ayırt etmeden imha ettim. Bazen kurşunlara yazık olmasın dersin ya. Bu köpeklere karşı en etkili yol, çarpışmadan sonra sağ kalanları toplayıp kuyuların içine tıkmak ve bir daha dünyada bulunmamaları için yukarıdan ağır kayalarla ezmek. Ben de öyle yaptım. Bütün erkekleri, kadınları ve çocukları topladım, benim tarafımdan atıldıkları kuyuların içinde kayalarla ezerek hepsinin hayatına son verdim.”
Bu belge, Ermeni Sovyet tarihçisi A. A. Lalayan’ın önce 1936 yılında Revolyutsionnıy Vostok dergisinin 2-3. sayısında, daha sonra 1938 yılında SSCB Bilimler Akademisi Tarih Enstitüsü’nün yayın organı İstroriçeskie Zapiski dergisinin 2. sayısında bulunuyor.
Belge 2/
ERMENİ YARBAYI MELİK-ŞAHNAZAROV’UN RAPORU
Taşnakların Baş-Gyarninsk birliği komutanı Yarbay Melik-Şahnazarov, Ermenistan Devlet Arşivi f. 67, d. 644, y. 1-2 numaralarıyla kayıtlı, 7 Kasım 1918 tarihli acil damgalı raporda,“…bölgenin bütün köylerini bombaladıklarını, 30 Türk köyünü ele geçirdiklerini ve geri kalan 29 köyü de bombalamak amacıyla harekât izni …” istediğini bildirmektedir.
Bu rapor Tümen komutanlığına gönderilmiştir. Merkezden onay alan Taşnak birliği, Baş-Gyarninsk bölgesindeki onlarca Azeri köyünü yerle bir etmiş, kadın, çocuk, yaşlı, genç yüzlerce insanı öldürmüş ve mallarını yağmalamıştır.
Belge 3/
TAŞNAK HÜKÜMET YETKİLİSİNİN TAŞNAK BAŞBAŞKANI ORGANCANYAN’A RAPORU
Bir Taşnak yetkilisinin, 21 Haziran 1920 günü Taşnak hükümetinin başı A. Ogancanyan’a yazdığı rapor, Ermenistan Devlet Arşivi’nde f. 65, d. 116, y. 96 numaralarıyla kayıtlıdır. Raporda, şu satırlar dikkati çekmektedir:
“Zangi-Bassar tarafımızdan işgal edildi. Bu ülke öyle zengin ki, bizim borçlarımızı birkaç defa kapatacak durumda. İki gündür burada görülmemiş bir yağma gerçekleşti. Buğdayları, arpaları, pirinçleri, semaverleri, halıları, paraları ve altınları topladılar. Maliye Bakanlığı, iki görevlisini yanlarında örgütlü bir güç olmadan buraya ancak dün gönderebildi. Devasa bir zenginlik ellerimizden gidiyor.”
Belge 4/
ERMENİ DEVLETİNİN KARS VALİSİNİN RAPORU
Son rapor, Ermenistan Devlet Arşivi’nde f. 67, d. 1769, y. 25 numaralarıyla kayıtlı. Rapor, o zaman işgal altında bulunan Kars’taki Ermeni Valisi tarafından merkeze gönderilmiş. Ermeni Vali, bölgedeki Türk ve Kürt nüfusun imha edilmesi ve mallarının yağmalanmasıyla ilgili bilgiler veriyor. Raporda, köylerin işgalinden sonra köyün bütün zenginliğine el koyma işini, resmî olarak denetim altına alamadıkları için yakınılmaktadır. Vali, devamla şöyle diyor:
“Türklerden ve Kürtlerden oluşan bölge gerçekten bir hazine gibi. Ama ne yazık ki biz burayı tam olarak kontrol edemiyoruz.”
Belge 5/
ERMENİ JOGOVURD GAZETESİ HABERİNDE TÜRK NÜFUSUN BÖLGEDEN SÜRÜLMESİ
Ermenistan’ı yöneten güçlerin yayın organlarından biri olan Jogovurd gazetesinin 1920 yılındaki 105. sayısında, G. Muradyan isimli yazar, Gorçi Gölü’nün kuzey kıyılarındaki Azeri köylerinden geçtiği haberde, Türk nüfusun bölgeden nasıl silah zoruyla sürüldüğünü anlatmaktadır:
“Hükümetimizin çalışmaları sonunda bu köylerin nüfusu Ermenistan sınırlarının dışına atıldı. Ölüm sessizliğinden şaşkına dönmüş, garip bir şekilde miyavlayan ve havlayan, şaşkın sesler çıkaran bir kaç kedi ve ayrıca iki-üç köpeğin kaldığı terkedilmiş köyler gördüm. Bu köylerin halkı göç ederken, artlarında oldukça yüksek miktarda tohum, patates, buğday ve arpa bırakmışlar. Hükümet, bu köylerden iki milyon pudun üzerinde buğday ve yarım milyon pud patates toplayabilir.”
Belge 6/
HÜKÜMET KOMİSERİ AGAMYAN’IN RAPORU ERMENİ ORDUSUNUN ERMENİLERE YAPTIĞI ZULMÜ ANLATIYOR
Yine Ermenistan Devlet Arşivi’nde f. 67, d. 1588, y. 62-63 kayıtlı belgelerde, Taşnak hükümeti komiseri V. Agamyan’ın ordudan firarları önlemek bahanesiyle soruşturma veya mahkeme olmaksızın insanları cezalandırdığı ve kurşuna dizdiği saptanmaktadır. Agamyan, firarla suçlanan kişilerin eşlerini, annelerini ve kız kardeşlerini toplayıp, çırılçıplak soyarak, onları köy meydanında bütün insanların gözü önünde kaz yürüyüşünü taklit etmek zorunda bırakmıştır. Taşnak yetkilisi, daha sonra çıplak kadınları dövmüş ve onları saatlerce suyun içinde tutmuştur. Ardından kadınları tutuklama emri veren Agamyan, geceleyin genç kadınların ve kızların ırzına geçmiştir. Agamyan, hiçbir şekilde cezalandırılmadan görevini uzun süre devam ettirmiştir. M. Azarapetov isimli ajanı Taşnak hükümetine, köylülerin suikast girişiminde bulunacağını bildirince, Agamyan’ı merkeze almıştır.
Taşnak hükümeti, 1918 yılına gelindiğinde 35 yaşına kadarki bütün vatandaşları askere çağırmış ve Türkiye’ye karşı savaş için tekrar “gönüllü” birlikler kurmuştur. Yayın organlarında yaptıkları yayınlarla alınan bu karara karşı gelenlerin ölümle cezalandırılacağı, “aklı olanın” bu kurallara uyacağı yazılarak tehdit yöntemlerine başvurulmuştur. Bakû’de yayımlanan Taşnak yayın organı Aren’in 1 Mart 1918 tarihli 48. sayısı buna bir örnektir.
Belge 7/
ERMENİ HÜKÜMETİ ERMENİ KÖYLÜSÜNÜ CEZALANDIRMAK İÇİN SUSUZ BIRAKIYOR VE ÖLÜMLERE YOL AÇIYOR
Ermenistan Devlet Arşivi’nde f. 67/199, d. 139, y. 230 numarada kayıtlı başka bir belgede ise, Taşnak hükümetinin asker vermeyi reddeden Berd, Verhniy Karmir, Ahbyur köylerine ve Şamşadinsk bölgesinin diğer köylerine cezalandırma amacıyla gönderdiği özel müfrezelerin uygulamaları anlatılıyor.
“Taşnak hükümetinin, boyun eğmeyen köylüleri cezalandırmak için Zangi nehrinin kolunu kapattığı ve bölgedeki köyleri susuz bıraktığı Ermeni hâkim güçlerinin gazetelerinden olan Jogavurd’un 29 Haziran 1920 tarihli 102. sayısında aktarılmaktadır. Bu cezalandırmanın sonucunda birçok insan ölmüş, tarladaki ürünler mahvolmuştur.
Erzurum’un Alaca köyü sakini 250 Türk çeşitli binalara doldurulmuş ve benzin dökülerek yakılmışlardır. Sabah 06.00 da fotoğraf çekildiğinde, şehitler cenaze tarlası gibi görüntülenmiştir.”
Belge 8 /
TAŞNAK KOMUTANIN RAPORU:
TÜRK ORDUSUNU COŞKUYLA KARŞILAYAN ERMENİ KÖYLÜLERİ
Türk ordusu bugün soykırım yapmakla suçlanıyor. Oysa bir Taşnak komutanının yazdığı rapor, Ermeni köylülerin Ermeni ordusuna değil, Türk ordusuna güvendiğini açıkça ortaya koyuyor. Bu rapor, Ermeni Devlet Arşivi’nde f. 68/200, d. 867, y. 278 numaralarında kayıtlıdır.
Taşnak hükümeti ordusu komutanı, firar eden askerleri aramak üzere Eçmiadzin kazasından Gümrü köylerine bir subay gönderir. Bu subayın ifadelerine dayanarak komutan, Taşnak hükümeti ordusunun genel karargâhına 14 Kasım 1920 tarihinde şu bilgileri rapor eder:
“Gümrü bölgesi Ermenileri Taşnak subayını düşmanca karşılamış ve hatta birkaç kez Türklere teslim etmeye kalkmışlar. Birçok köyde halk tepkili ve askeriyeyi düşman olarak görüyor. İlhiab ve Kapanak köylerinde kızıl bayraklar çekilmiş. (.) Subayım, M. Kapanak köyünde Selçan Ermenilerinden oluşan atlıların eşliğindeki Türk süvari devriyesiyle karşılaşmış. Türkler, ekmek ve tuzla karşılanmış. Köylerde kadınlar kazanlarda yemekler hazırlamışlar. Subayım, yemeği kimin için hazırladıklarını sorduğunda şöyle cevap vermişler: ‘Tabii ki Türkler için, sizin için değil.’
(Bu belgeler İÜ Araştırma Görevlisi Mehmet Perinçek tarafından bulunmuştur)
www.tarihtendersler.com
Aşağıdaki tablonun aslı silik-okunaksız olduğundan aslına uygun olarak çizilmiştir.
ŞENKAYA YÖRESİNDE BARDIZ-KOSOR-PENESKİRT) ERMENİ YAĞMASI VE MEZALİMİ (lll)
1920’de Ermenilerce Bardız ve Kosor nahiyeleriyle köylerine uygulanan soykırımda, Kosor Nahiyesi’ne bağlı 38 köyün tamamı yağmalanmış, binlerce hayvan ve nakit para gasp edilip beş yüzden fazla insan öldürülmüştür. Ayrıca nahiye civarındaki Toptaş, Kelbkor, Lavustan köyleri yakılarak altı yüz nüfusunun neredeyse tamamı topluca katledilmiştir. Bardız Nahiyesine bağlı on altı köyden 12’si yakılmış ve 139 hane harap edilip 913 kişi katledilmiştir. 29 nüfus kız ve geline de tecavüz edilmiştir. Kürkçü ve Vartanut köylerinde aileleri şehit olmuş ve bakılmakla olan 125 kimsesiz çocuk da vahşice katledilmiştir. Peneskirt Nahiyesine bağlı 24 köyde 457 hane yakılmış, 2832 kişi değişik işkencelerle topluca katledilmiş ve bütün bu köylerde binlerce hayvan, eşya ve para yağmalanmıştır.
ERMENİLERİN KOSOR VE PENEK İLE BAĞLI KÖYLERDE YAPTIKLARI YAĞMA VE MEZÂLİM
Oltu sancağının Kosor ve Penek nahiyeleriyle buraya bağlı otuz bir köyün Ermeniler tarafından işgal edildiği ve bu işgal sırasında altmış dokuz kişinin öldürülüp 26.400 koyun, 19.250 sığır, 590 at, 60.200 lira nakid para, 218.300 liralık eşya ve 300.000 pot zahirenin yağmalandığı.
Atrocities and Pillage Perpetrated by Armeians in Kosor and Penek and the Villages Attached to. Armenians occupied the townships of Kosor and Penek and thirty villagesattached to the Sanjak of Oltu and during their occupation they murdered sixtynine persons, looting 26.400 sheep, 19.2400 cattle, 590 horses, 60.200 lira cash(silver coins); goods worth 218.300 liras and 300.000- grain pots.19 Ra. 1339 (1. XII. 1920).
Oltu sancağının Kosor nâhiyesi dâhilinde ve Ermeniler tarafından yapılan mezâlim hakkında Olur Kâ’im-i makâm-ı sâbıkı Behri [Bahri] Bey’in ve Zivart [Zuvart] karyeli Hüseyin oğlu İbrahim Efendi’nin zabtolunan ifâdeleridir. Geçen sene Ramazan Bayramı’nın ikinci günü Mazmanof kumandası altındaki Ermeni ordusu Kosor’a ve Penek’e gelerek teslîm olan köylerde ve merkez kazâda icrâ-yı mezâlime başlamışlardır.
O işgâ l Koyun Sığır Nakid pâre Liralık eşyâ At Öldürülen İnsan
Zivart[Zuvart]karyesinde 4.000 2.000 3.000 15.000 50 12 Bir kadınöldürülmüşdür.
Kivank karyesinde 1.000 1.000 5.000 15.000 80 3
Barik karyesinde 1.000 1.500 2.000 3.000 30 0
Lebibi[Leblebi] 1.500 1.500 3.000 10.000 30 5 Bir kadın öldürülmüşdür.
Penek ” 1.000 1.500 0 10.000 25 0
Kamhis ” 400 400 400 3.000 20 3 Birisi kadın öldürülmüşdür.
Güllet ” 400 300 500 1.000 10 2
Tecerek ” 2.000 1.000 1.000 10.000 40 5
Hanımkom ” 200 150 500 2.000 4 2 Birisi kadın öldürülmüşdür
Pertivan [Pertuvan] ” 400 300 1.000 3.000 15 2
İznus ” 500 250 1.000 2.000 20 0
Şamkas[Şamhas] ” 500 300 1.000 2.500 6 2
Kot ” 400 300 500 1.000 4 1
Çaksor ” 400 200 500 1.000 5 0
Armaşık [Armuşin] ” 1.000 1.000 800 1.200 10 0
İğdeli ” 200 200 400 600 10 0
Koyun Sığır Nakid pâre Liralık eşyâ At Öldürülen İnsan
Muşık [Muşih] Kışlası ” 200 50 200 600 5 0
Muşık [Muşih] karyesi ” 800 300 500 1.500 10 0
Avındır [Ağundır] ” 500 300 400 1.000 10 2
Kosor ” 1.500 1.000 2.000 12.000 50 2
Taht ” 400 300 200 800 20 0
Ekitkom ” 500 500 300 500 15 2
Ersinek[Arsenik] 3.000 2.000 2.000 15.000 50 3
Mirhil ” 200 50 500 1.500 10 2
[İ]ğnaki ” 800 400 300 500 10 3
Nazırva[n]s ” 1.000 500 400 800 15 4
Zadeğrek karyesi” 800 500 500 1.000 12 2
Vağaver karyesi ” 1.000 1.000 700 1.000 15 3
Dıraskor [Digaskor] ” 400 300 400 600 9 4
Paykis (?) ” 200 50 100 500 4 2
Balkaya ” 0 100 500 1.500 40 2
Yekûn-ı Umûmî 26.400 19.250 60.200 218.300 590 69
Ermenilerin Kosor nâhiyesinde öldürdükleri 69 mazlûm ile 26.400 koyun, 19.250 sığır ve 590 at, 60.200 nakid lira ile 218.300 liralık eşyâ-yı beytiyye ve 300.000 pot zahîre talan etdikleri tarafımızdan yapılan tahkîkât ile tahakkuk etmiş olduğunu mübeyyin işbu mazbatamız i‘tâ kılındı. Fî 1 Kânûn-ı Evvel sene [13]36
Zivart [Zuvart] Karyesinden Hüseyin oğlu Molla İbrahim Oltu’nun Balkaya Karyesinden Olur Kâ’im-i makâm-ı Sâbıkı BahriBOA. HR. SYS. 2878/58
(Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü).
BARDIZ, KOSOR VE PENESKİRD NAHİYELERİYLE KÖYLERİNDE ERMENİLERCE GERÇEKLEŞTİRİLEN SOYKIRIMA AİT BELGELER
1920 senesi içinde Ermenilerce Bardız ve Kosor nahiyeleriyle köylerine uygulanan soykırımda; Kosor nahiyesine bağlı 38 köyün tamamının yağmalanması sonucu binlerce hayvan ve nakit paranın gasbedilip beş yüzden fazla insanında perakende şekilde katledildiği ve nahiye civarındaki Toptaş, Kelbkor, Lavustan köyleri de yakılarak altı yüz nüfûsunun neredeyse tamamı topluca katledilmiş ayrıca Türkiye’ye iltica etmek üzere yola çıkan Kağızman eşrafından Bahri Bey ve arkadaşlarına açılan ateşte iki yüz kişinin katledildiği; Bardız nahiyesine bağlı on altı köyden 112’si yakılmış ve 139 hâne harab edilip 913 kişi katledilerek 29 nüfus kız ve geline de tecâvüz edildiği; Kürkçü ve Vartanut köylerinde bakılmakda olan aileleri şehit olmuş 125 kimsesiz çocuğun da vahşice katledildiği; Peneskirt nahiyesine bağlı 24 köyde de 457 hâne tahrip ve yakılmış, 2832 kişi değişik işkencelerle genelde topluca katledilmiş ve bütün bu köylerde binlerce hayvan, eşya ve paranın yağmalanmış olduğu.
Large Scale Massacre Perpetrated by Armenians in the Townships of Bard ı z, Kosor and Peneskird and the Villages Attached to During the massacre perpetrated by Armenians in the year 1920 in the township of Kosor and Bardız; 38 villages attached to the township of Kosor had been plundered, thousands of heads of cattle and cash moneys seized more than five hundred persons separately killed besides, the villages of Toptaş, Kelpekor, Lavustan, in the vicinity of the said township had been burnt down and about the whole of their population en masse killed; had been also shot down and killed a notable of Kağızman named Bahri Bey together with two hundred persons accompanying him; from villages attached to the township of Bardız 112 houses had been burnt down, 139 destroyed 913 persons killed 29 girls and brides raped; 125 homeless children whose families had been killed, were also savagely slaughtered; in 24 villages attached to the township of Peneskirt 457 houses had been also destroyed and set fire to, 2832 persons tortured and killed sometimes en masse, in these villages thousands heads of cattle, goods and moneys had been plundered. 7 R. 1339 (19. XII. 1920)
Tahrîrât Kalemi Aded: 549 Kars Leffi: 2 19/12/[13]36
Şark Cebhesi Kumandanlığına Bir seneden beri Oltu’nun Olur kazâsıyla Bardız ve Kosor nâhiyeleri halkına Ermenilerin îkâ‘ etdikleri mezâlim ve gasb [ü] gârât ile tahrîbâtını irâ’e eder Oltu Mutasarrıflığı’ndan gönderilen üç nüsha evrâk-ı tahkîkıyyenin birer sûreti leffen takdîm kılındığı ma‘rûzdur efendim. Kars Vâlî Vekîli nâmına İmzâ
Kars Vilâyet-i celîlesinden şeref-mevrûd 27/11/[13]36 târîh ve 367 numaralu telgrafnâmesiyle mübelliğ 1/12/[13]36 târîh ve 648 numaralu tahrîrât-ı sâmîleriyle muhavvel Şark Cebhesi Kumandanlığı’nın emirnâmesi mûcebince Ermenilerin Arpaçayı garbındaki ahâlî-i İslâmiyyeye yapdıkları mezâlim ve tahrîbât hakkındaki yapılan evrâk-ı tahkîkıyyedir.
1- Kosor nâhiyesine â’id Ersinek [Arsenik], Ekidkom [Ekitkom], Kerkilik, Hegbesor, Balkaya, Ağundır, Köşk karyelerinin kısm-ı a‘zamı ihrâk ve tahrîb edilmişdir.
2- Nâhiyeyi teşkîl eden otuz sekiz pâre kurânın eşyâ ve sâ’iresi yağma edildiği gibi hayvânâtından otuz bin davar ve on beş bin sığır, beş yüz binek hayvânı ve on bin liralık altun pâre ile banknot ve Rus manatı olarak ahâlî yedinden, öldürmek maksadıyla(?) gasbedildiği bi’t-tahkîk anlaşılmışdır.
3- Kosor nâhiyesi kurâlarında beş yüzü mütecâviz perâkende sûretiyle katli‘âm edildiği gibi nâhiye civârı olan Göle’nin Topta ş, Kelpekor, Lavustan karyeleri kâmilen ihrâk ve tahrîb edilmiş ve altı yüz nüfûsdan ibâret olan ahâlî-i İslâmiyyesinin erkek-kadın, çoluk-çocuğun bir kısmını hâne içerisine doldurarak ihrâk sûretiyle imhâ edilmiş, diğer kısmından genç gelin, kız tefrîk edilerek götürmüşler, mütebâkîsi de kurşunla öldürülmüşdür.
4- Türkiye’ye ilticâ etmek maksadıyla muhâcereten Oltu’ya doğru gitmekde olan Kağızman eşrâfından Bahri Bey ve rüfekâsının kırk hâne arabalarıyla Penek’in önünde şose üzerinde Ermeniler tarafından top ve makineli tüfenklerle ateş açarak iki yüzü mütecâviz efrâd-ı â’ileleriyle berâber katli‘âm ve imhâ edilmiş ve ellerinde bulunan üç bini mütecâviz davar ve sığırlarıyla eşyâ ve nükûd ve arabaları, öküzleriyle kâmilen yağma ve talan edildiği netîce-i tahkîkâtda tezâhür etmişdir
5- Bu fi‘illerin icrâsı alay kumandanları Mazmanof ve Mirmanof emirleriyle çete kumandanlarından Oltulu Kör Artin’in oğlu Moradhan ve Muşlu Pilos ve Aşpidros nâm şahıslar tarafından icrâ-yı mezâlime cür’et edildiği tahakkuk etmişdir. Sâlifü’l-arz beş mâddeyi hâvî evrâk-ı tahkîkıyye nâhiyenin eşrâf ve ahâlî-i mu‘teberânından bi’t-tahkîk anlaşılmış olmağla işbu evrâk-ı tahkîkıyye bi’t-tanzîm tasdîk kılındı. Fî 4 Kânûn-ı Evvel sene [1]336 Kosor Nâhiyesi Müdîri Şerîf .
Numara: 175
Oltu Mutasarrıflığı Cânib-i Sâmîsine 1/12/[13]36 târîh ve 648 numaralu acele işâretli tahrîrât-ı sâmîlerinin arîza-i cevâbiyyesidir.
1-Nâhiyemiz dâhilinde bir seneden berü Ermenilerin yapmış olduğu tahrîbât, katli‘âm, ihrâk, gasb [ü] gârât bâlâdaki cedvelin sütûn-ı mahsûslarında gösterilmişdir.
2-Nâhiyemizin mensûb olduğu kurâda on altı karye, Ermenilerin ta‘arruzuna ma‘rûz kalmış ve bu karyelerden 763 hâneden 139’u harâb, 112’si ihrâk ve 5.811 nüfûsdan 651’i kurşunla 262’si ihrâk sûretiyle katl ve imhâ edilmişdir.
3-Kurâ-yı mezkûre emvâl-i menkûlesinden, Ermeniler 7.685 re’s ağnâm ile 2.035 re’s sığır ve 138.300 kod zahîre ve 161 re’s at ile 940.000 gurûş kıymetinde hâne eşyâsını gasbeylemişlerdir.
4-Vartanut, Kürkçü karyeleri ahâlîsini amele nâmıyla götürerek katletmişler ve şühedâ içinde Kürkçü karyesi eşrâfından Salih oğlu Süleyman ve Vartanut karyesi eşrâfından Ali oğlu Mehmed ile Mitindir[Mitinder] karyesi eşrâfından Kâmil oğlu Ahmed ile Terpenk karyeli Mehmed oğlu Behlül Ağa dahi dâhildir.
5-Ermenilerin mezkûr kurâya vâki‘ ta‘arruzlarında yirmi dokuz nüfûs kız ve gelinin cebren ırzlarına tasallut ve berâberlerinde götürmüşler hattâ Göreşgen karyeli İsmail Ağa’nın kızı dahi bunlar miyânındadır.
6-Velîleri şehîd edilerek Kürkçü, Vartanut karyelerinde iskân ve i‘âşe edilmekde olup Ermenilerin 1 Haziran sene [13]36 târîhinde mezkûr karyelere hîn-i ta‘arruzlarında hicrete vakit bulamayan bu öksüzlerden 125 nüfûs çoluk-çocuk fecî‘ bir sûretle katledilmişlerdir.
7-Â’ile re’îsleri Ermeniler tarafından katledilmiş olan genç ve müsinn 356 avrat ile 235 oğlan ve 182 nüfûs kız bî-kes ve bî-vâye kalmışlardır.
8-İşbu fecâyi‘in başlıca îkâ‘ını idâre ve emreden alay kumandanı Mazmanof, Mirmanof ile Sivaslı Morad Paşa nâm şahıslardır.
9- Sâlifü’l-arz sekiz mâddeyi hâvî evrâk-ı tahkîkıyye, nâhiyenin eşrâf ve ahâlî-i mu‘teberânından bi’t-tahkîk anlaşılmağla bi’t-tanzîm takdîm kılınır efendim. Fî 4/12/[13]36 Bardız Nâhiye Müdîri Mehmed Derviş
Oltu Mutasarrıflığı Huzûr-ı Sâmîsine 1/12/[13]36 târîh ve 648 numaralu tahrîrât-ı sâmîlerinin arîza-i cevâbiyyesidir.
1- Olur kazâsının hudûdu dâhilinde ve hâricinde Ermeniler bir seneden beri yapmış oldukları tahribât, katli‘âm, ihrâk, gasb ü gârât bâlâdaki cedvelin sütûn-ı mahsûslarında gösterilmişdir.
2- Olur kazâsına merbût Peneskirt nâhiyesinin yirmi dört köyü Ermenilerin ta‘arruz ve zulmlerine ma‘rûz kalmışdır. Bu yirmi dört karyenin sâbık vaz‘iyyeti 707 hânede zükûr ve inâs olarak 7.366 nüfûs, 10.870 re’s ağnâm, 10.820 re’s sığır, 73.500 kile zahîre mevcûd olup bunlardan Ermeniler bir sene zarfında topa tutmak ve ihrâk etmek ve katleylemek sûretiyle 262 hâne tahrîb, 195 hâne ateşle ihrâk ve bu hâneler derûnunda zükûr ve inâs olarak 1.424 nüfûs Müslümanı mitralyöz ve kurşunla, 705 nüfûsu da ihrâk etmek sûretiyle ve 703 nüfûsu da kama ve balta ile öldürmüşlerdir.
3- Bu kurâ emvâl-i menkûlesinden Ermeniler 17.570 re’s ağnâm ve 1.320 re’s sığır ve 73.200 kile zahîre gasbeylemişlerdir.
4- El-hâletü hâzihi bu yirmi dört karyenin 261 hânesi sağlam olup köylerinde ve muhâceretde bulunan 4.524 nüfûs kalmışdır. Muhâceretde bulunanlar pey-derpey gelmekde iseler de zahîre vesâ’ir emvâlleri ve hâneler olmadığından perîşân bir hâldedirler.
5- El-yevm Olur’da küşâd edilen öksüz mektebinde 100 garîb, bî-kes çocuk bulunmakda olup henüz sebt-i defter edilmeyen yüzden fazla öksüzler de nevâhîde derdest-i küşâd bulunan mekteblere yerleştirileceği veyâhûd vilâyet ve livâya sevkedileceği Ermeni ve Rumlardan hiç bir ferd olmadığı ma‘rûzdur. Fî 5/12/[13]36 Olur Kazâsı Kâ’im-i makâmı
BOA HR. HU. 2878/66
ŞENKAYA-GÜLVEREN (İZNOS) KÖYÜ ÇEVRESİNDEKİ ERMENİ MEZALİMİ
1877-1878 Osmanlı Rus harbinden sonra 1879 yılında imzalanan “Ayastefonos antlaşması ” ile Şenkaya, Kars vilayetine bağlanarak Rus yönetimine girdi. 1917 yılında Rusya’da Bolşevik ihtilali üzerine işgalci Rus birlikleri bölgeyi Ermenilere bırakarak yöreyi terk ettiler.Kazım Karabekir Paşa komutasındaki Birinci Kafkas Türk Kolordusuna bağlı birliklerin katılımı ile Ermeni çetelerini temizleyerek 7 Nisan 1918 tarihinde Şenkaya’yı kurtardılar. Çocukluğumda, Ermeni Hıncak ve Taşnak çetelerinin mezalimini yaşamış olanlardan bazıları hayattaydı.Akşamları köy odasında toplanır,sohbetler ederlerdi.Biz de bir kenarda oturur, onları dinlerdik.Konuşulanlar arasındaki konulardan biri,Ermeni mezalimi, beni çok etkilemişti. Bu mezalimi görmüş,yaşamış olanlardan biri de eşimin dedesi Arif Ağaydı. Anlattığına göre;Bir gün silahlı Ermeni çeteleri köyü basmışlar.Vakit bulanlar ormanlık alana,yanı taşın altı denilen yere kaçıp saklanmışlar.Kendisi dahil üç kişi kaçamamış,ansızın yakalanmışlar.Çeteler bunları yanlarına alıp ,‘Penek Gediği’ denilen mevkie götürmüşler.Gedikten Erdavut Dağına yönelmişler.Öldürüleceklerini biliyorlar.Arif Ağa nasıl olsa öldürüleceğim,öyle ölmektense böyle öleyim diye potinin bağını sıkmak bahanesiyle biraz geriye kalır.O sırada olanca hızıyla çalılıklar içinde zikzaklar çizerek kaçmaya başlar.Arkasından ateş ederler,ama kurtulur..Onbeş dakika sonra iki el silah sesi duyulur. Yanlarında götürdükleri o iki kişi öldürülmüştür. Yine bir gün Ermeni çeteleri köyü basar.Yaşlı bir kişi kaçıp saklanmaya zaman bulamaz.Aklına ölü taklidi yapmak gelir.Köy fırınlarının üzerine biriken kurum ilkbahar yağmurları ile birlikte fırının saçaklarından kara boya gibi akar.Saçağın altına yatar,yüzüne-gözüne sulu kurumdan sürer ve ölü taklidi yapar.Ermeni çetelerinden biri silahı ile dokunur.Arkadaşına bu ölmüş diyerek oradan ayrılırlar.Böylece adam kurtulmuş olur. Ermeni çeteleri, yaşlı çocuk demeden, bütün Penek Köyü halkını bir gece samanlığa toplar.Samanlıkta kuru ot ve saman bulunmaktadır.Üstelik üsten samanlığın içine zift veya katran döküp,ateşe verirler.Bir çocuk yakalanmadan, korkup kaçarak, köyün arkasındaki kayalığa saklanır. Oradan insanların cayır,cayır yanışını seyreder.Mezalimden böyle kurtulan çocuk büyür,evlenir ve çoluk çocuk sahibi olur. Çeteler Özyurt (Barik) köyünü de basarlar.Halkını bir meydana toplayarak yan yana dizerler.Karşılarına birer Ermeni çetesi geçer.Ateş etmek için emir beklemekteler.Aşağıdan bir atlı atını dört nala koşturarak gelir.Galiba onlara bozguna uğradıklarını söyler. Çeteler ateş açmaya vakit bulamadan kaçarlar.Böylece köy halkı kurtulmuş olur. Tabii ki köy ve çevresinde yapılan mezalimler sadece bunlardan ibaret olmamıştır. Ancak ben burada sadece bir kaçına değinebildim.Yüzlerce yıl birlikte yaşayan Ermeniler, Emperyalist batılı güçlerin ve Sovyetlerin oyununa gelerek Hınçak ve Taşnak Çeteleri kurularak,birbirine düşman edilmiş ve bu mezalimler yaşatılmıştır.Bu mezalimleri yaşamamış,duymamış bazı aymazlar,Osmanlı Ermeni soykırımı yaptı mı,yapmadı mı diye tartışıyorlar. Mezalimi yaşayanlar, görenler ve duyanlar kimin soykırım yaptığını gayet iyi biliyorlar.Kaba bir halk sözü vardır:’Bekara avrat boşaması kolaydır’
ERMENİLERİN OLTU BÖLGESİNE TAARUZLARI,ALINAN TEDBİRLER VE KARŞI TAARRUZ
(o tarihte Örtülü adında bir köy olan Şenkaya ve yöresi Oltu’ya bağlıydı) A.DOĞU CEPHESİNİN SOL KANADINDA ERMENİ TAARUZLARI
Sol kanat yakınlarında Oltu ve Bardız yakınlarında 15 Nisan 1920 den sonra,Ermeniler bir hakarette bulunmamış ve daha çok Kızılordu’nun Azerbaycan’ı işgali,Ermenistan sınırları üzerinde görülmesi ve Kervansaray’da tecavüze geçmesi üzerine o taraflara önem vermişlerdi.Fakat Mayıs 1920 sonlarında Ermeniler Sovyetlerle mütareke antlaşması üzerine Zengezor ve Kervansaray bölgesinde serbest kalan kuvvetlerinden faydalanarak Nahcivan ve Aras bölgelerinde olduğu gibi ,Oltu ve Bardız bölgelerinde de faaliyete geçtiler. 1.Oltu ve Bardız bölgelerinde askeri durum (17 Haziran 1920) a.Türk kuvvetleri (Kroki:14) Bölgedeki Türk kuvvetleri ;Dört Milis Taburu,bir süvari bölüğü,iki top,bir makineli tüfek takımı Oltu Müfrezesinde iki piyade taburu,Sermat Bey ve Mehmet Bey Milis Birlikleri,iki top,Bardız Müfrezesinde olmak üzere şu tertipdeydiler: 1.Oltu Müfrezesi: (1). Ve 2.Milis Taburları Avunder Yaylası –Çöltepe-Tetirkoş hattında;3. Ve 4.Milis Taburları ve Müfreze Karargahı iki toplu batarya ve makineli tüfek takımı Kosor’da; Müfreze Süvarisi,27 atlı Avunder’de,15atlı Muşeh (Mışıh) ‘te. (2). Bardız Müfrezesi: Bardız Milis Bölükleri (Sermer Bey Milisleri),Verişan batı sırtlarında;Akçakale (Mehmet Bey) Şura kuvveti 70 kişi,Allahüekber Dağları doğsunda Emirhan-Karakale hattında:.Alay (800 kişi)dört top,ve bir süvarı kuvveti,Merdinik (Göle) ve bunun kuzey batısında Oltu Müfrezesinin ileri hatlarıyla temasta;Bir kısım kuvveti de Allahüekber Dağı Doğusunda Akçakale ve Bardız Şura Kuvvetleri ile temasta;200 kişilik bir kuvvette Çambar (Çamdar) ve Ayıderesi civarında. 2-Merdinik (Göle) ve Bardız bölgelerinde Ermeni Taaruzu (Kroki:14) a.Merdinik bölgesinde: Ermeniler 19 Haziran 1920 sabahı 1.Ermeni Alayı kuvvet çoğunluğu ile Tetirkoş istikametinde taarruz ederek Oltu Mili Kuvvetlerini geri attılar.Bu durum üzerine ihtiyatta bulunan Tortum Taburu (4.Tabur) ile İznos (Gülveren) Yaylası ve Narman Taburu (3.Tabur) ile de Muşeh (Mışıh) Yaylası tutulmuştu. Geri çekilen Oltu Taburlarında toplanan kuvvetle Koçuk Kışlağı ve Penek Kaymakamı İzzet Bey’in 50 piyade ve 20 süvarisiyle Arsenek (Ersinek) Yaylası tutuldu (Kroki:14). b.Bardız Bölgesinde: 18 Haziran1920’de Ereni Kuvvetleri Oltu Müfrezesi cephesine taarruza hazırlanırken miktarı tespit edilemeyen bir kısım kuvvetlerle de Allahüekber dağı istikametinde Mehmet Bey komutasındaki Akçakale Milis Müfrezesine taarruzla Allahüekber Dağını işgal etmiş ve bu müfreze Örtülü (Şenkaya) Yaylasına çekilmek zorunda kalmıştı. Yine 18-19 Haziran 1920’de düşman bir kısım kuvvetleriyle de Sarıkamış batısında Divik-Yedikilise istikametinden Verişan batısındaki sırtlarda bulunan Sermet BeyMilis Müfrezesine ,diğer bir kuvvetle de Sırtbasan Tepelerinin 5 kilometre kuzeyindeki Köroğlu üzerinden Akmezar Dağı’nda bulunan Teğmen Naci Müfrezesine baskın şeklinde taarruz ederek Verişan Köyü ile Akmezar Dağı’nı işgal ettiler. Bardız’da bulunan 29.Alaydan Teğmen Süleyman komutasındaki 50 mevcutlu bir piyade bölüğü ,Akmezardan çekilen Teğmen Naci Müfrezesi’ni takviye için Çakırbaba Dağı (Çilhoroz Dağı) kuzeydoğusuna gönderildi.Bu suretle Akmezar Dağı’nı tutmuş olan 200 mevcutlu Ermeni kuvveti geri atılmış oldu. Verişan Köyü batı sırtlarına çekilen Sermet Bey Müfrezesi de ayrıca yüzbaşı Latif komutasında Bardız’dan gönderilen iki piyade ve bir makineli tüfek bölüğünden kurulu bir kuvvetle takviye edilmiş, bu kuvvet Allhüekber Dağı’nın güney sırtlarındaki Ermeni’lere taarruz etmiş ve 50 ölü verdirerek geri atmıştı. ( Kaynakça:Gnkur.Harb Tarihi D.Arşiv No:6/2960.Dosya No:2)
OLTU BÖLGESİNDE 9.KAFKAS TÜMENİNİN KARŞI TAARRUZU
Türk birlikleri şimdiye kadar kendi mevzilerinde Ermeni taarruzlarını karşılamışlar ve alınan emir üzerine hiçbir karşı taarruzda bulunmamışlardı.Oltu Cephesi’ni sol kanadından zorlayarak cepheyi yıkmaya çalışan Ermeni’lere bir darbe indirmenin gerektiğini kabul eden 9.Kafkas Tümeni Komutanı Yarbay Halit ,Doğu Cephesi Komutanlığına yaptığı teklifte (Özet olarak): ‘’Ermenilerin kuvvetimiz bulunmayan Tavusgert’i işgali,buradan Oltu Müfrezesi’nin sol kanadına taarruz edeceklerini gösterir. Ermenilere bu üstünlüğü vermemek için ,Kireçligöl Dağı’nı işgal ederek bu dağla Baskot dağı’na dayanarak ,Penek kuzeyindeki Pertuvan istikametine taarruzla Ermenilere misilleme zamanının geldiğini’’ belirmişti. Bu teklifi alan Doğu Cephesi Komutanlığı,Ermenilerin Bardız ve Oltu Cephelerinde Özellikle Penesgirt ve Olur taraflarında süreli tecavüzlerde bulunmalarına sol kanadı tehdit etmelerine karşı onlara iyi bir ders vermek lazım geldiğini kabul etmiş ve 9.Kafkas Tümeni Komutanlığı’na 1 Eylül 1920’de: ‘’Ermeniler ,Penesgirt Çayı batısındaki köylere tecavüze devam etmektedir.Bunlara orada iyi bir ders vermek lazım geliyor.Seçme ve gürbüz erlerden bir müfreze teşkil edilerek ve gerekirse bunlara Levis makineli tüfeği de verilmesi ve Ermeni tecavüzlerine misillemede bulunulması,baskına uğratılmak suretiyle faaliyetlerinin önlenmesi çok uygun olur.’’emrini vermişti.Doğu Cephesi Komutanlığı’nın yukarıdaki emrini alan 9.Kafkas Tümeni Komutanı aşağıda açıklana taarruzu düzenledi: 1.9.Kafkas Tümeni’nin karşı taarruz planı: (Kroki:18): 1.Ermen Alayı’nı muharebe dışı etmek için ,bu alayın büyük kısmının bulunduğu Karataş bölgesine karşı başlangıçta savunmada kalmak,asıl kuvvetle Baskot dağı üzerinden taarruza geçerek ,Berdik bölgesinden sonra kuzeye ,Pertuvan’a doğru hareketle Ermeni büyük kısmının gerisine düşmek ve bu hareketi cephenin kuzey kesimindeki kuvvetlerin (Köprubaşı Müfrezesi’nin) yapacağı taarruzla birleştirip Ermeni kuvvetlerini kıskaç altına almaktı. 2.Taarruz emri: 12-13 Eylül 1920’de yapılmasına kara verilen bu taarruz için 9.Kafkas Tümeni Komutanlığı’nca şu emir verilmişti: ’’1.Düşman,İsmail Dağı (Baskot Dağı)-Yukarı Merinis,Akçala Kışlağı-Karataş-Eğrikilise-Penegirt Çayı hattındadır. 2.Oltu Müfrezesi Pertus’un kuzey batısındaki boyun noktası-Kotik –Cakos-Oltu ÇAYI BATISI-Penegirt Çayı hattındadır. 3.Düşmanın mevzilerini zapt etmek üzere hazırlık mevziinde bulunan Oltu Müfrezesi Birlikleri ,13 Eylül 1920 saat 02.30 ‘da aşağıda gösterilen şekilde taarruz edecektir: a.29.Alayın 3.Taburu,İsmail (Baskot ) Dağı’ndaki düşman mevzilerine baskın şeklinde taarruz edecek ve iki bölüğü ile Kerkilik Yaylasını kuşatmak üzere Kerhaluk Köyü üzerinden Penek –Merdinik (Göle) şosesini kesecek ve Merdinik ,Libi istikametinde keşif kolları sürecektir.Tabur,Penek doğusundaki tepeyi bir kısım kuvvetle tutacak ve diğer kuvvetlerin taarruzunu kolaylaştıracaktır. b.29.Alayın 1.Taburu Merinis-Akazor-Berdik doğusundan geçen ve şoseye kavuşan yol üzerinden Berdik ve Berdik’in batısındaki düşmanı kuşatacak şekilde taarruza geçerek Alicik’in güney batısındaki tepe-Balkaya-Tecerek istikametinde ilerleyecektir. 29.Alayın 2.Taburu ise ,Berdik batısındaki tepeden Alicik kuzey batısındaki Karataş Dağı-Susuz Dağı –Pencerut istikametinde ilerleyecektir.1.ve 2.Taburların ,Penek Çayı güney ve sonra kuzey tarafında irtibat ve işbirliği yapmaları lazımdır. c.Bu taburlar ,Penek Penek Çayı’nın kuzeyine geçer geçmez 8.Alayın 1..Taburu,bulunduğu mevzilerden Kantek doğusundaki t geçecektir.Tepeye taarruza geçecektir.Bundan sonra 29.Alay’ın 2.Taburu ile birlikte Karataş kuzey doğusundaki Susuz-Pancerut istikametinde ilerleyecektir. d.29.Alayın 3.Taburu ihtiyat olarak ,İsmail Dağı’nda bir bölük bulunduracaktır.8.Alayın.3.Taburu ,taarruz edecek kuvvetler Penek Çayı’nın kuzeyine geçtikten ve hakim noktaları aldıktan sonra,sahra bataryasının yanına gelerek ,bu batarya ile birlikte emrine girecektir. e.Asıl taarruz kuvvetleri ile Köprübaşı Müfrezesi arasındaki ara hattı Susuz Dağı-Tecerek hattı olup ,bu hat güneyden kuzeye doğru ilerleyecek kuvvete aittir. f.İki nizamiye bölüğü 28.Alayın 1.Taburu’ndan bir makineli tüfek takımı ve bir topla takviyeli Köprübaşı Müfrezesi Karakale’deki düşmana Eğrikilise –Karakale istikametinde ,fecirle beraber,baskın şeklinde taarruz edecektir.Bu müfreze ortalık ağardıkta sonra Penek-Pancerut yolunu ,Karakale güneyindeki Susuz Dağ’nı tesirli top ateşi altına alacak ve Pancerut yolunu bir kısım kuvvetle kesecektir. g.Tümen süvari Bölüğü ,Tümen emrinde olarak ,Ersinek ,Mırhıl Bozik itikametlerini keşfedecek ve emrine girecek aşiret süvarileri ile (50 atlı) birlikte Libi-Sağman batı tepelerinde bulunarak asıl kuvvetlerin doğu yanını koruyacak ve çekilen düşmanı tedirgin edecektir. h.Sahra bataryası ,Berdik kuzeyinde bulunacaktır.’’ 3.Harekat (Kroki 18): 12-13 Eylül 1920 saat 02.30’da ,emide olduğu şekilde,harekat başladı.Basko baskınıyla görevlendirilen 29.Alayın 3.Taburu ,dağı işgal etmiş ve buradki Ermen kuvveti Kosor istikametine çekilmişti. Tümen Komutanı’nın sevk ve idare ettiği Asıl Taarruz grubu (iki tabur,bir batarya) ,karanlık ve yağmurun çetinliği içinde ,Berdik istikametimde ilerlemiş ve sabaha karşı Berdik kuzeyine varmıştı.Saat 04.00’de burada tutuşulan muharebe sonucunda Ermeniler saat 06.00 ‘de Penek Çayı’nın kuzeyine atılmıştı.Kosor istikametinin kesilmiş olmasından ,Ermenler ,Penek-Pancerut yolundan çekilmeye başlamıştı. Ermenilerin çekildiğini gören 8.Alayın 1.Taburu ile Oltu Milis Taburu ,emir esaslarına göre taarruza geçtiler.İki kuvvet arasında kalmış olan cephedeki Ermeni kuvvetleri ,saat 06.00’ya kadar mukavemet edebilmiş ve Pancerut istikametinde çekilmek zorunda kalmışlardı. Çekilen Ermeniler ,akşama doğru Pancerut’a kaçmaya çalışırken Pancerut istikametine ilerleyen Köprübaşı Müfrezesinin üzerine düşerek çekilmeleri panik halini almıştı.Bu harkatta Ermenler’e 200 ölü ve ve bir çok yaralı verdirilmiş seksen top,iki ağır,iki hafif makineli tüfek ve ve işler halde bir yük otomobili iğtinam edilmişti. Şimdiye kadar Oltu Bölgesinde bir çok başarı elde eden ve Ermeniler’ce büyük güven beslenen 1.Mazmanof Alayı bir daha toparlanamayacak şekilde perişan edilmiş ,dağılan Ermeniler Merdinik (Göle) istikametinde kaçmışlardı.