Tartışmayı Kavga Olarak Algılayanlar
TARTIŞMA NEDİR? NASIL OLMALIDIR.BİLİMSEL TARTIŞMA.
Bu yazının tüm eğitimcilere yararlı olacağı düşüncesindeyim.Öğretmenlerimiz eğitimle görevlendirilmiş kişiler olmasına rağmen, bir şekilde,her fert bilinçli yada bilinçsiz eğitimcidir ve olmalıdır. .Eğitim bireyde olumlu yönde davranış değişikliği olduğuna ve bu davranış değişikliği her yerde olabileceğine göre, her ferdin eğitimci yönü bulunmaktadır Eğitim evde başlar,okulda planlı bir şekilde yürütülür ve hayat boyu devam eder.Çevreninde buna yardımcı olması gerekir.Evde sürekli yalan söylemeyi alışkanlık haline getiren bir çocuğun bu davranışının yanlış olduğu anne ve babası tarafından sezdirilir ve bu davranışından vazgeçilirse, anne ve baba tarafından plansız bile olsa eğitilmiş olur.Parkta oyun oynarken oradaki oyun araçlarına ve çevreye zarar veren bir çocuğun bu olumsuz davranışı park görevlisi tarafından düzeltilir ve zarar vermesi engellenirse park görevlisi bir eğitim görevi yapmış olur. Görüyoruz ki eğitim işi sadece okulla sınırlı değildir. O halde bilinçli ve doğru bir eğitim için her ferdin aşağıda açıklanan bilimsel tartışma verileri içinde eğitim görevini daha iyi yapacakları kanaatindeyim
Tartışma kelimesinin sözlük anlamı şöyle tanımlanmaktadır:Bir konu üzerinde,birbirine ters olan görüş ve kanaatlerini karşılıklı olarak savunmak.Genelde tartışmalar iki şekilde yapılır.Bilimsel tartışma,bilim dışı tartışma.
Bu konulara açıklık getirmek için bilim nedir?Bilim dışı unsurlar nelerdir?bu iki konu üzerinde tanımlar yapmak gerekir.Bilim;kanıtlanmış ve kanıtlanabilir sistemli(sınıflandırılmış) bilgiler toplamıdır.Bilim bir kıl yumağına benzer.Önce birisi bir fiske koyar,büyüye büyüye ucu açık bir yumak halini alır.Bilim güvenilir ama kesin değildir.Bilimde şüphecilik vardır.Bilim yeni yeni bilgiler üretir ve kendisini düzelticidir.İnsan unsurunun bilime karışması objektiflik unsurunu kaybedebilir.Bilimsel bilgiler görelik ve kendini düzelticilik özelliğine sahiptir.Belirli konularda ve belirli zaman diliminde geçerlidir.Birikiklik ve ucu açıklık özelliğine sahiptir.Sürekli yeni bilgilerle bugünkü bilgiler eskiyebilir.Yukarıda da belirtildiği gibi bilim yumağına her bilim adamı bir şeyler ekler ve hiçbir zaman bu yumağın ucu kapanmaz Bilim herkese açıktır ve test edilebilir.Bilimin sınanması,denenmesi ve yargılanması gerekir.Bilimde sınırlılık mevcuttur.
Bilim dışı unsurlar şöyle sıralanabilir.Değer yargıları,önyargı,spekülasyon,batıl inanç ve dogmatizm.Önyargı peşin hükümlü olmadır.Çoğu zaman şöyle düşünebiliriz;bu adamı ilk gördüğümde kötü zannediyordum.Fakat öyle değilmiş.Burada bizim ilk yaklaşışımız peşin hükümlü olmaktan kaynaklanmaktadır.Hiçbir gerçeğe dayanmadan,hiçbir kanıta varmadan konuşulan her şey spekülasyondur.Yapılan araştırma ve tahminlere göre bir yıl içinde yapılan spekülasyonlar bir Keban Barajını dolduracak kadarmış.Belirli bir görüşü ve ideolojiyi mutlak ve değişmez olarak görmek ise dogmatizmdir.Her insan yetiştiği toplumun değer yargıları etkisindedir.
Yukarıda açıkladığı üzere bilim tartışmaya açıktır. Din ve felsefe mutlaktır ve tartışılamaz. Ulu öder Atatürk’ün vecizesinde belirtildiği gibi “Hayatta en doğru yolu gösteren bilimdir”.Bilimsel tartışmayı kim yapacak ve neye göre yapacaktır.Bir konuda tartışma yapabilmek için o konuda bilimsel bir araştırma yapmak,ya da o konuda yapılan bir araştırmayı ya bilim adamından ya da bilimsel kaynaklardan öğrenmek gerekir. Herkesin bilim adamı olabilme şansı ve yeteneği olmadığına göre, yapılan araştırmalara ait bilgileri derleyip saptırmadan bilimsel tartışma yapılabilir.Bilimin özelliklerini sayarken bilimin kesin olmadığına değilmişti.Bilim adamları bile kendi buluşlarının asla kesin olmadığına inanırlar.Araştırmalarına,deney sonuçlarına ve gözlemlerine kesinlikle kendi duygu ve hislerini karıştırmazlar.Elde ettikleri sonuçlara kendi his ve duyguları tezat teşkil etse bile bunun etkisinde kalamazlar.Bunun etkisinde kalsalar ne olur?Bilim adamı özelliğini kaybederler.Bilim literatürün geçemezler.Şimdi tartışmasını yaptığımız herhangi bir konu üzerinde bir araştırmamız yoksa,veyahut o konu üzerinde araştırma yapan bir bilim adamının bilimsel bulgularını tam anlamıyla öğrenmeden tartışıyorsak bizim yaptığımızın adı tartışma olur mu?Elbette olmaz .Yarım yamalak bilgilerle, ya da kafadan dolma ve uydurma şeylerle konuşuyorsak bunun adına tartışma denmez.Çoğu zaman tartışmaya açık olmalıyız deriz.Ama yalnızca tartışmaya.Tartışma bilimsel olmalıdır.Çoğu insanlar,kendisini aydın sayan veyahut saymayan insanlar , bilerek yada bilmeyerek tartışmanın dışında iş yapmaktadırlar..Biz çoğu zaman yaptığımızın bir tartışma olduğunu zannetsek bile yukarıdaki açıklamalara uymayan konuşmalar tartışma değildir.Ya nedir/İşte bunun cevabı bilim dışı unsurların tanımında yatmaktadır. Yani önyargı, spekülasyon ve dogmatizm olabilir. Buna harcanan zaman boşa uçup gitmekte ve ülkemizin kalkınıp ileri ülkeler seviyesini yakalamasını engellemektedir.Bütün bu açıklamalardan sonra kahvehanelerde ve çeşitli toplantılarda ne kadar spekülasyonların yapıldığını ,zamanın boş yere heba edildiğini şimdi daha iyi anlamış oluyoruz
Din ve felsefenin mutlak olduğunu ve asla tartışılamayacağını söylemiştik.Evet öyle.Din kesinlikle tartışılmaz.Ancak dinin özüne uymayan,dine uydurulmuş ve yakıştırılmış konular varsa, onlar yorumlanır.Bilgilendirilmeye çalışılır.Bu da dinin tartışıldığı anlamına gelmez .Yanı diğer bir tabirle doğru yorumlanmaya çalışılır.Bunun adı dini tartışma olmaz,yorumlama,ya da doğru bilgilendirme olur.Din alimleri hiçbir zaman dini tartışmamışlar.Dini yorulmamaya çalışmışlar.Felsefenin tartışılacağını söyleyemezsiniz.Bir felsefi görüşe ya katılırsınız,yada reddedersiniz.Reddettiğiniz zaman zannediyorum sizde bir felsefe yapmış olursunuz. Tartışmalarımıza din ve felsefeyi sokmamalıyız.Bunun adı zaten tartışma değildir.