Şenkaya-Yöresel Sözcükler -e kitap indir

’’Harf-Ses dizinleri önemli değil,önemli olan onlara yüklenen anlamdır’’ Eskişehir EmlakEskişehir EmlakEskişehir EmlakEskişehir EmlakEskişehir EmlakEskişehir EmlakEskişehir EmlakEskişehir EmlakEskişehir EmlakEskişehir EmlakEskişehir EmlakEskişehir Emlak

Aşağıdaki kırmızı butonda ki resmi veya resmin yanındaki İNDİR’İ tıkladığınızda E-KİTABIN bütün sayfaları açılacaktır.İstediğiniz sayfayı,istediğiniz bilgi ve resimleri indirebilir,başkaları ile paylaşabilirsiniz. “Bilgi paylaştıkça çoğalır. “Bir Sümer Atasözü derki “Madem biliyorsun, neden öğretmiyorsun. Boşa vakit geçirdin, neye yaradı? Bilgi paylaşmakta cimri olmamalı, cömert olmalı. Paylaşılmayan bilgi bilgi olmadığı gibi insan kendisiyle mezara götürmemeli diye düşünüyorum.

Dil bir iletişim aracıdır. Harf –ses dizinleri önemli değil, önemli olan onlara yüklenen anlamdır. Şurası bir gerçek ki her yörede olduğu gibi Atabegler Ülkesinde (Şenkaya yöresinde) de kendisine has yöresel sözcükler konuşulmaktadır. Muhakkak ki burası da bir yurt parçasıdır. Türk Dil Kurumunun görevi tüm yurt genelinde kullanılan sözcükleri taramak, Türk Dil Kurumu Sözlüğüne koymaktır. Siz kabul etseniz de, etmeseniz de yöre halkı yüz yıllar ve hatta bin yıllar boyu iletişimde bu sözcükleri kullanmıştır ve kullanmaya devam etmektedir. Ancak TDK sözlüğünü incelediğimiz de yöresel yüzlerce sözcüğün sözlükte yer almadığını görmekteyiz. Maksadımız TDK sözlüğünde yer almayan bu sözcükleri derleyip sözlüğüne girmesini sağlamaktır. Bu da yöre halkının hakkıdır. Her dil de olduğu gibi yörenin konuştuğu sözcüklerin bir kısmı yabancıdır. Yörenin Araplarla, Farslarla münasebetlerinden olmalı ki birçok sözcük Arapça ve Farsçadır. Yöre halkı 1879 den 2018 e kadar kırk yıl süreyle Rus yönetiminde kaldığından bir kısım sözcüklerde onlardan geçmiştir. Ayrıca Gürcüler ve Ermenilerle birlikte yaşadıklarından bazı kelimelerde Gürcüce’den ve Ermenice’den geçmiştir. Bizden öncekilerden bize miras kalan ”yöresel sözcükleri” unutmayalım, unutturmayalım. Biz de bizden sonrakilere aktaralım. Öyle yöresel sözcükler vardır ki ve onlara öyle anlamlar yüklenmiştir ki onlara yüklenen anlamı kendi anadilimize ait sözlüğü ve üstelik dünyanın bütün dillerine ait sözlükleri tarasak onlara yüklenen anlamı veya eşdeğer bir anlam bulamayız. Böyle bir sözcüğe yüklenen anlamı anlamak için bunlarda yüklü his, duygu, düşünce ve eylemi yaşamamız, iliklerimizde hissetmeniz gerekir. Yukarıda bahsedildiği üzere dil bir iletişim aracı ve harf-ses dizinleri önemli olmayıp, önemli olan onlara yüklenen anlam temel ilkesi olduğuna göre; Yöresel bazı sözcükleri açıklamada zorluk çekmek doğaldır. Çünkü açıklamakta zorlandığımız o sözcüğe yüklü olan anlam veya eylem sözcüğün ta kendisidir ya da kendisinde saklıdır. Başka bir ifadeyle yüklenen anlamın tam olarak başka bir karşılığı yoktur. Veya karşıdakinin dünyasında yoktur. Doğuştan ama olan birisi kırmızı rengini açıklayabilir mi? Çünkü onun dünyasında kırmızı yoktur. Ya da ülkemizde ve hatta dünyanın iç bir yerinde yetişmeyen bir meyveyi nasıl açıklayabilirsiniz. Belki şekli, büyüklüğü ve yetişme ortamı hakkında bilgi verebilirsiniz. Ancak tadını ve aromasını asla açıklamazsınız. İşte bu nedenlerle yöresel bazı sözcükleri açıklamada zorlanıyorum. Tam karşılığı olmasa bile yaklaşık bir karşılığı verdiğime inanıyorum. Şurası bir gerçek ki yöresel sözcükleri hayatının bir bölümünde yaşamış ve konuşmuş olanlar daha iyi anlayacaklardır. Selahattin ALTAŞ Emekli Eğitim Müfettişi

GÖRÜŞ

KARNI YIRTIK: Karnından ameliyat olmuş. Ameliyatların bilinmediği dönemlerde “yırtık” sözcüğüne yöre halkı tarafından ameliyat anlamı yüklenmiştir. Boşuna denilmemiş “Harf-ses dizinleri önemli değil, önemli olan onlara yüklenen anlamdır.” Ameliyat olduktan sonra köye gelen rahmetli Karabey amcama “karnı yırtık Karabey” demişler. Yani ameliyatlı Karabey anlaşılıyor. Keşke dilimizde hiç bir yabancı sözcük kullanılmasaydı. İnsanlar keskin zekalarını kullanıp kendi dilimizde bir sözcük bulup ona yabancı sözcüklerin anlamını yüklerlerdi.

ÇAĞRIŞIM

Son aylarda kafamda bir boşluk var. Tansiyondan mı yoksa başka bir şeyden mi bilmiyorum. Doktora gidiyorum bütün tahliller normal, eve geliyorum tansiyon yüksek, ben de bir şey anlayamadım. Kafam da bir bolluk olduğu gibi anlamsız bazı sözcükleri saatlerce tekrarlayıp duruyorum. O sözcüklerin harfleri içinde bazıları yıllarca belki de 70 yıldır tanıdığım kişileri çağrıştırıyor. Buğun de şuursuzca söylediğim sözcüklerin arasında 65 yıldır görmediğimi bir ortaokul arkadaşımı anımsattı. Elimde bulunan bir fotoğraftaki arkadaşımın adının Nebi olduğunu öğrenmiş oldum. Buda bir bakıma iyi oluyor. Hem unutulmuş olan eski arkadaşlarımı hatırlatıyor ve hem de kelime dağarcığımı zenginleştiriyor. Onları zaman zaman derleyip toparlayıp sizlerle paylaşacağım. Aklıma gelen onlardan bazıları:

Caddede bir iş yerinde gezerken “ÇAVUŞ” sözcüğüne gözüm takılınca yıllar önce mahallemizde dolmuşçuluk yapana minibüs şoförü Çavuşu hatırladım. Minibüsü sürerken kavşakta aynı mahalleye yolcu taşıyan diğer minibüsle   çarpışmıştı. Bir top halinde paramparça olan ön çamdan asfaltın ortasına fırlamıştım. Paltomun bel tarafı sürtünmüştü. Düşünüyorum da orada minder olsaydı mutlaka bir yeri kırılırdı. Öyle asfaltın üzerinde baygın haldeyken bir zamanlar koyunlarımın baytarı olan bir beyefendi beni tanımış alarak Kırşehir Devlet Hastanesi acil servisine götürmüş. Ona iyileştikten sonra teşekkür ziyaretinde bulundum. Bir süre baygın yattıktan sonra ayıldım.  Nerede olduğumu sordum. Milli Eğitimde arkadaşlarım oradaydı. Bazıları ağlıyordu. Doktor bir yerimin ağırıp-ağırmadığını sordu. Konuşamadığım için parmağımla boynumu işaret ettim. Durumumun kötü olmadığını ancak yine de Kayseri’ye götürülmemin iyi olacağını söylediler. Ambulansla Kayseri’ye götürüldüm. Acil servisle Kayseri Tıp Fakültesine gittim.   Sabaha kadar müdahale ettiler. Tahliye olduktan sonra arabaya biner ayağımı kadıramadım. Pantolonun paçasını sıyırınca diz kapağı etinin yarılacak geriye yapıştığını gördüm. Tekrar acil servise gittim. Narkoz yapmadan çuvaldızla deriyi diktiler. Kafamda yaralanmıştı. Cam kırıkları vardı. Yıllar geçmesine rağmen halen çam kırıkları çıkıyor. Ha bir de Çavuş sözcüğü Ankara-Kayseri karayolundaki “Çavuş” sözcüğünü hatırlattı.

 YÖREDE KONUŞULAN SÖZCÜKLER (ALFABETİK SIRA)


YÜKLEMEYE DEVAM EDİLİYOR

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir