Teşekkürler Öğretmenim Ve Muhtarım

Bir Öğretmenin Anıları: Bölüm lll/2 ( Bilgi paylaştıkça çoğalır)

TEŞEKKÜRLER ÖĞRETMENİM VE MUHTARIM!

Manavgat-Konya kara yolundan sola saparak kimi zaman orman,kimi zaman makilikler arasından kıvrıla-büküle Ahmetler Köyü’ne vardık.Ahmetler Köyü; Torosların eteğinde,deniz seviyesinden yaklaşık yedi yüz metre yüksekte, Karpuz Çayı kanyonunun Ahmetler bölümünün kenarında kurulmuş,Toroslara özgü bir köy.Köyün kendisine has bir özelliği ve güzelliği var.Doğal güzelliği bir harika.Ayrı bir özelliği var demiştim.Ana merkezlere uzak bir dağ köyü olmasına rağmen okuma-yazma oranı yüksek,bilinçli insanların yaşadığı bir köy.Bu yönüyle biraz Şenkayayı andırıyor.Ayrıca Deniz Gezmiş’i üç gün misafir etmiş,koruyup kollamıştır.
Öğrenci sayısının azlığı nedeniyle eskiyen okulun yerine iki derslikli bir bina yapılmış.Üniversiteyi bitirince kendi alanında iş bulamayan bir genç vekil öğretmen olarak atanmış.Otelcilik-turizm okumasına rağmen öğretmenliğe kısa sürede intibak etmiş,,öğretmen yetiştiren kurumlardan mezun olanları aratmayacak çalışmalarda bulunmuştur.Üstün yeteneğini kullanarak okulla ilgili projeler üretmiş,köylü,muhtar ve imamla işbirliği yaparak onların maddi ve manevi desteklerini alıp, projelerini bir bir hayata geçirmiştir.

Önce köy meydanı ile okul arasındaki yola (tahminen beş yüz metre) taş döşetmiş, çocukların çamura saplanmadan okula gelmelerini sağlamıştır.Meyilli olan okul bahçesini teraslayarak,teraslar arasına taş duvar yaptırıp bahçenin meyilini ortadan kaldırmış,bahçeyi de olağan dışı bir şekilde ağaçlandırmıştır.Çok değişik süs bitkileri,meyve ağaçları ve şifalı bitkiler dikmiştir.Adeta botanik bahçesini andırıyordu.Mevsim sonbahar olmasına rağmen Kasım ayında okul bahçesinde dut yediğimi hatırlıyorum.

Dersliğe gelince ilginç bir şekilde donatılmış; sıra yerine masa,oturak yerine sandalye konularak alışılmışın dışında bir oturma düzeni sağlanmış. Dersliğin tabanı ev gibi düşenmiş,pencereler perdeli,bir tarafı mutfak,bir tarafında çay makinesi,diğer tarafta televizyon,başka bir yerde fotokopi makinesi bilgisayar,kısacası eğitim-öğretimle ilgili ne varsa hepsi derslikte mevcut.Çocuklar yoruldukları ,ilgileri dağıldığı zaman kalkıyor,çaylarını alıp bir kenarda içerek dinleniyorlar. Karnı acıkanlar da dersliğin bir köşesindeki mutfakta karınlarını doyuruyor .Her yerde ve her şeyde belli bir düzen var.Çocuklar bunları serbestçe yapmalarına rağmen sınıfta bir kargaşa olmuyor,her şey bir olgunluk içinde yürüyor.Beş sınıfın bir arada okutulmasına rağmen sınıfın eğitim-öğretim düzeyi de oldukça yüksek.İşte Avrupa. Hatta olanakları göz önüne alındığında Avrupa’nın da ötesinde. Öğretmenimizin yaptığı çalışmalar bu kadarla da sınırlı değil.Ancak yazıda bu kadarına değinebildim.

Sıra dışı çalışmaları ile çevreye örnek olan öğretmenimize,ona maddi ve manevi desteği esirgemeyen köy muhtarına ve Ahmetler Köylülerine tekrar teşekkürler.
Selahattin ALTAŞ

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir