Son Haberler

Sevgi ve Saygı Değer Hemşerilerim;

Bilindiği üzre 31- Ocak-3-Şubat arası merhum Hüseyin Köycü’yü anma haftasıdır. Şenkaya ilçesinin kurucusu, Oltu İslam Şurası üyesi ve milletvekili, Cenubi Garbı Kafkas Hükümetinin kurucusu ve en genç milletvekili, Malta sürgünü, memleketin en çalkantılı günlerinde elinde silah belinde bomba ile Kosor, Peneskirt ve Olur dolaylarında çetin kış şartlarında Ermeni bozuntuları ile mücadele enden, “Sarı Karton-Akıl Atlası” projelerinin mimarı ve uygulayıcısı, ilçemize eğitim tohumlarını ekerek okuma-yazma bakımında Kuzey-Doğu Anadolu’da ikinci sıraya taşıyan  merhum Hüseyin Köycü her yıl olduğu gibi bu yılda Şenkaya Dernek, Federasyon ve Konfederasyonları tarafından mezarı  başında anılacaktır.

Saygıdeğer oğlu Prof. Doc. Coşkun Köycü’nün nazik davetlerine bir yakınımın ameliyatını denk geldiği için   icabet edemediğim için çok üzgünüm. Anma törenine Şenkaya’da veya gurbette yaşayan tüm Şenkaya halkı ve Şenkaya Dernek, Federasyon ve Konfederasyonları davetlidir. Duyurulur.

                                                                                         İmza

                                                                                15.01.2024

                                                                              Selahattin ALTAŞ

                                                                      Emekli Eğitim Müfetttişi

14.05.2023 TARİHİNDE 13. CUMHURBAŞKANI VE MİLLET VEKİLİ SEÇİMİ İÇİN 1984-1993 YILLARINDA GÖREV YAPTIĞIM KIRŞEHİR MUZAFFER MERMER İLKÖĞRETİM OKULUNDA OYUMU KULLANDIM.HAYIRLI OLSUN.

Depremde 14.02.2023 tarihi itibarı ile toplam can kaybımız 35. 418 ‘dır .

Oltu’da ikamet eden dayım Hamit Vural’ı 07.02.2023 tarihinde kaybettik. Allah rahmet etsin. Mekanı cennet olsun.

KENDİ KÜÇÜK,YÜREĞİ BÜYÜK ÇOCUK!

Şenkaya-Evbakan Köyü’ ünden Efe Can Vural kumbarasında biriktirdiği parasını depremzedelere ulaştırmak için Şenkaya Kaymakamlığına gönderdi. Sevgili Efe Can Vural seni kutluyor, gözlerinden öpüyorum.

“YÜREĞİ BÜYÜK ÇOCUK” ; UMARIM DEĞİŞMEDEN BÜYÜK DEVLET ADAMI OLURSUN.

Böyle bir çocuk yetiştirdiği için babası Niyettin Vural’ı tebrik ediyor, gözlerinden öpüyorum. (Telefonu: 0530 964 09 02)

Şenkaya Kaymakamlığının mesajı: Evbakan mahallesinden minik Efe Can bir yıllık harçlığını göndermiş.
İlçe Müftülüğümüzün topladığı yardımlar arasından çıktı. Aferin Efe Can, sen büyük bir adamsın…

52 saat sonra enkazdan kurtarılan Yiğit’in sevinci.

BU DEPREM HARİTASI VE FOTOGRAF SADECE SINIFLARA DEĞİL,HER MÜTEAHHİDİN ODASINA ASILMASI ZORUNLU OLMALIDIR.

Merkez üssü Kahramanmaraş olan depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allahtan rahmet diliyoruz, hayatta olanlara geçmiş olsun . GEÇMİŞ OLSUN TÜRKİYEM,TÜM MİLLETİMİZİN BAŞI SAĞ OLSUN.YARALANAN VATANDAŞLARIMIZA ACİL ŞİFALAR DİLİYORUZ.

05.02.2023 GECESİ SAAT 0.4.17 SULARINDA MERKEZ ÜSSÜ KAHRAMAN MARAŞ OLAN BÖLGEDE 7.7 SİDDETİNDEKİ DEPREMDE 06.02.2023 GÜNÜ SAAT 12.00 İTİBARİ İLE 284 CAN KAYBIMIZ,2.323 YARALIMIZ BULUNMAKTADIR. 13.10 İTİBARİ İLE CAN KAYBIMIZ 912’YE YÜKSELDİ.

Saat 19.00 itibarı ile can kaybı 1498 e yükseldi. Saat 21.00 itibari ile can kaybı 1651. 07.02.2023 saat10.00 itibari ile can kaybı 3.381.

09.02.2023 tarihi itibari ile 16.546 can kaybı.

10.02.2023 tarihi itibari ile 19.468 can kaybı.

14.02.2023 tarihi itibari ile can kaybımız 31.643 dir.

HATAY -REYHANLI KARAYOLU

Nihayet facebook hesabıma ulaşabildim. Saygıdeğer arkadaşlarıma bildiririm.

Saygıdeğer fabebook arkadaşlarım T.C. Selahattin Altaş (facebook.com) adlı fecebook hesabıma ve diğer

1. Şenkaya Yöresini İnternet Ortamına Taşıma, Tanıtma ve Yayma Grubu

2. Örtülü Köyünden Şenkaya İlçesine Uzanan Aydınlık Yolun Mimarı Hüseyin KÖYCÜ

3. Şenkaya Ortaokulu Mezunları

4. Eğitim-Öğretim Sayfası-Yöresel Sözcükleri Derliyoruz (Şenkaya Yöresi)

5. Dadaşlar ve Güller Diyarı Gülveren Grubu

6. Dadaşlar ve Güller Diyarı Gülveren

7. ”Dolar Yeşilini Değil, Ağaç Yeşilini Sevenlere Selam Olsun” Grubu

8. Eğitim Ve Bilim Pınarı Şenkaya & Saklı İl İnternet Sitesi

gruplarıma erişemiyorum. Dolayısıyla paylaşımda bulunamıyorum. Adı geçen hesaplara erişinceye kadar yorumlarınızı internet sitemdeki bu sayfanın veya yorumla ilgili sayfanın en altındaki “Bir cevap yazın” bölümüne yazınız. Ancak bu şekilde iletişim kurabiliriz. Selam ,sevgi ve saygılar .

AMPUTE FUTBOL MİLLİ TAKIMIMIZ DÜNYA ŞAMPİYONU OLDU. KUTLUYORUZ.

Nişantaşı #Gülveren #Atyolu #Dokuzelma #Kayalısu Grup Yolu P.M.T Serim ve Asfalt Çalışmaları başladı. Köylerimize hayırlı olsun. Emeği geçenlere teşekkür ederiz.

ERZURUM-ŞENKAYA BİR DEĞERİNİ DAHA KAYBETTİ

Hakim Av. İsmet Bozkurt ve Milletvekili Av. Çetin Bozkurt Ailesinin değerli ferdi, Türk Kızılay’ı Gönüllüsü , Pedagog Yazar ,Avrupa Kadınca Dergisi, Kanal Avrupa Kadınca Programı ve Belçika B.Korner Türkiye Temsilcisi olan ve yardımseverliği ile tanınan Sibel BOZKURT vefat etmiştir. Merhumeye Allah’tan rahmet ,yakınlarına başsağlığı ve sabır dileriz.

(Kendi Kaleminden Özgeçmişi)

Sibel Bozkurt.Aslen Şenkaya/Erzurum kökenli. Doğum yerim İzmit/ Ketenciler. Anne adı: Saika Bozkurt. Baba adı: Cemal Cemil Bozkurt. İlkokulu ve lise eğitimimi İzmit’te ortaokulu da bir yıl Erenköy Lisesinde tamamladıktan sonra üniversite eğitimi için Almanya’ya gittim. Köln üniversitesinde Pedagoji ve Politika okudum. Yüksek lisansımı da tamamladıktan sonra Almanya’da ilkönce Proje Müdürü olarak görev aldım. Sonrasında Alman okullarında öğretmenlik yaptım. Bu arada da makaleler yazmaya başladım. Konularım genellikle tüm Batı Avrupa ‘da yaşayan Türk çocuklarının eğitim sorunlarıydı. Makalelerim Avrupa Kadınca Dergisi, Belçika Bruxelles Korner ve Hergün gazetesinde halen yayınlanmaktadır. Yazdığım makaleler büyük bir kitle tarafından ilgi çekti. Ayrıca Belçika Bruxelles Korner’de Hayat Pınarı adlı bir televizyon programım var. Bu televizyon programımda birçok tanınmış simaları ağırladım. Halen çalışmalarım devam etmektedir. Bu arada birçok insana gerek engelli olsun ,gerek ihtiyacı olan vatandaşımıza yardım ettim. Buradan bana katkıda bulunan, tüm Batı Avrupa’da yaşayan vatandaşlarımıza ve ülkemizin güzel insanlarına tekrar teşekkür etmek istiyorum.

Türk sinemasının usta ismi Cüneyt Arkın 85 yaşında hayatını kaybetti. Allah rahmet etsin. Mekanı cennet olsun.

CÜNEYT ARKIN KİMDİR?

Gerçek adı Fahrettin Cüreklibatır’dır. Cüneyt Arkın, 8 Eylül 1937 tarihinde Eskişehir’in merkezine bağlı Karaçay köyünde doğdu. Babası Kurtuluş Savaşı’na katılmış Hacı Yakup Cüreklibatur’dur. Aslen Nogay Türkleri’ndendir. Eskişehir Atatürk Lisesi’nde öğrenim gören Arkın, 1961 yılında İstanbul Tıp Fakültesinden mezun oldu.

Memleketi Eskişehir’de, yedek subay olarak askerliğini yaparken, Göksel Arsoy’un başrol oynadığı Şafak Bekçileri (1963) filminin çekimleri sırasında yönetmen Halit Refiğ’in dikkatini çekti. Askerliğini bitirdikten sonra Adana ve civarında doktorluk yaptı. 1963 yılında Artist dergisinin yarışmasında birinci oldu. Bir süre iş arayan Arkın, 1963’te Halit Refiğ’in teklifiyle sinema oyunculuğuna başladı ve 2 yıl içinde 30 kadar film çevirdi.

1964 yılında oynadığı Gurbet Kuşları filminin finalindeki kavga sahnesi, Arkın’ın kariyerinde bir kırılma noktası oldu. Bir süre daha duygusal-romantik jön karakterlerini canlandırdıktan sonra yine Halit Refiğ’in önerisiyle aksiyon filmlerine yöneldi.

Bu dönemde İstanbul’a gelen Medrano Sirki’nde altı ay süreyle akrobasi eğitimi aldı. Burada öğrendiklerini Malkoçoğlu ve Battalgazi serilerinde beyaz perdeye aktararak, Türk sinemasına daha önce hiç örneği olmayan bir tarz getirdi.

Kısa sürede avantürlü filmlerin en çok aranan isimlerinden biri haline geldi. Kariyeri boyunca westernden komediye, macera filmlerinden toplumsal filmlere değişik türlerde filmler çekti.

12 Mart dönemi sırasında, 4. Altın Koza Film Festivali’nde (1972) jürinin ilk oylamasında Yılmaz Güney’i Baba filmindeki rolüyle en iyi erkek oyuncu seçmesine rağmen daha sonra siyasi baskılarla Güney’in yerine, ilk oylamada Yaralı Kurt filmindeki performansıyla ikinci olan Cüneyt Arkın’ı en iyi erkek oyuncu seçti. Bu karara tepki gösteren Arkın ödülü reddetti.

Cüneyt Arkın sinemasına ayrı bir renk getiren, yönetmenliğini Çetin İnanç’ın yaptığı 1982 tarihli Dünyayı Kurtaran Adam zamanla bir kült film haline geldi. 1980’li yıllarda Ölüm Savaşçısı, Kavga, Sürgündeki Adam ve İki Başlı Dev gibi aksiyon filmlerinden sonra, 1990’lı yıllarda polisiye dizilere yöneldi.

Cüneyt Arkın, at binmede ve karatede uzman sporcu unvanına sahiptir. Oyunculuğun yanı sıra televizyon izlenceleri sunmuş ve kısa bir süre gazetelerde sağlıkla ilgili köşe yazarlığı yapmıştır. 2009 yılında omurgasındaki sinir sıkışmasından dolayı yaklaşık üç ay hastanede tedavi görmüştür.

 ÖZEL HAYATI

 Cüneyt Arkın ilk evliliğini 1964 yılında kendisi gibi doktor olan Güler Mocan ile yaptı. Bu evlilikten kızları Filiz (1966) doğdu. 1968’de boşandıktan bir yıl sonra Betül (Işıl) Cüreklibatur ile evlenen Arkın’ın, bu evlilikten Kaan ve Murat adlarında iki çocuğu vardır. Kızı bir şirkette genel müdürlük yapan Arkın’ın oğullarından Murat da dizilerde oyunculuk yapmaktadır. Bir dönem alkolizm tedavisi görmüş olan Arkın, alkol, uyuşturucu ve gençliğin sorunları konulu sayısız konferans vermiş, bunlarla ilgili teşekkür beratları ve onur ödülleri almıştır.

Bursa’da ikamet eden Hatice Kübra İlgün aslen Şenkayalıdır. Bugün taekwondo branşında ülkemizi 57 kg kategorisinde temsil eden ve ertelenen 2020 olimpiyatlarına gitmeyi garantileyen Bursa Büyükşehir Belediye spor kulübünün sporcusu olarak çalışmalarına Bursa’da devam etmektedir. Hatice Kübra kızımızı tebrik ediyor başarılarının devamını diliyoruz.

Köyümüz Şenkaya-Gülveren halkından Asker Altan’ın vefat haberini aldık. Merhuma Allahtan rahmet, eş, dost ve yakınlarına baş sağlığı dileriz.

05.03.2021 tarihinden itibaren Kırşehir’den Şenkaya-Akşar beldesine direk (aktarmasız) otobüs seferleri başlayacaktır. Ardahan otobüsü Kırşehir otogarından akşam saat 20.00 de hareket edecektir. İlgililere duyurulur.

*******

BENİM DE AYAKKABI KUTULARIM OLABİLİRDİ! 1997 YILINDA NEVŞEHİR’DE ÇALIŞIRKEN BİRİSİNE KIRGINLIĞIM NEDENİYLE EMEKLİ OLDUM.BİR YIL KIRŞEHİR!DE BAĞ BAHÇE İŞLERİYLE UĞTRAŞTIM.SIKILMAYA BAŞLADIM.ERKEN EMEKLİ OLDUĞUMU DÜŞÜNÜYORDUM.YENİDEN GÖREV ALMAK İÇİN BAKANLIĞA BAŞVURDUM.KASTAMONU’YA ATANDIĞIM BİLDİRİLDİ.KIRŞEHİR’E YERLEŞİK OLDUĞUMU,BURAYA YAPILMADIĞI TAKDİRDE GÖREVE BAŞLAMAYACAĞIMI BİLDİRDİM.BUNUN ÜZERİNE KIRŞEHİR’E KARARNAMEM GÖNDERİLDİ.GÖREVE BAŞLADIM.BİR YIL ÇALIŞTIKTAN SONRA EMEKLİ MAAŞINI ALDIĞIM T.C. ZIRAAT BANKASINDAN BENİ ARADILAR.BANKAYA GİTTİM.BİR YILLIK EMEKLİ MAAŞIMI ALMADIĞIMI,BİRİKMİŞ OLDUĞUNU,NEDEN ALMADIĞIMI SORDULAR.BEN DE YENİDEN GÖREVE BAŞLADIĞIMI,MAAŞ ALDIĞIMI ,BİRİKEN PARAYI ALAMAYACAĞIMI,HAKKIM OLMADIĞINI SÖYLEDİM.BAKANLIK EMEKLİ SANDIĞINI YENİDEN GÖREVE BAŞLADIĞIM KONUSUNDA BİLGİLENDİRMEMİŞ.BİR YILLIK BİRİKEN EMEKLİ PARASINI GERİ İADE ETTİM.YENİDEN GÖREVE BAŞLADIKTAN SONRA 15 YIL DAHA ÇALIŞTIM.EĞER VİCDANIM KABUL ETSEYDİ BU 15 YIL İÇİNDE ÇAKTIRMADAN HEM MAAŞ VE HEM DE EMEKLİ MAAŞI ALABİLİRDİM. BU DA: EMEKLİ MAAŞI X 12 AY=…… X15 YIL=…..BİR HAYLI PARA EDERDİ.BUNU YAPSAYDIM FAZLA OLAMASA DA EPEYCE AKAKKABI KUTUM OLABİLİRDİ…!

Amcamın oğlu Yavuz Altaş geçirdiği amansız hastalığa yenik düşerek vefat etmiştir. Cenazesi yarın (12.11.2021) İstanbul’da saat 15.00 ‘te toprağa verilecektir. Allah rahmet etsin. Mekanı cennet olsun.

ERZURUM VE İLÇELERİ İLE İLGİLİ SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI NELER YAPIYOR?

Sosyal medyadan Erzurum İli ve ilçeleri ile ilgili  yaklaşık yüze yakın dernek, vakıf, federasyon ve benzeri kuruluşların çalışmalarını titizlikle takip ediyorum.

Erzurum ve İlçelerinin köklü sorunlarının olduğunu biliyoruz. Söz konusu bu kuruluşların bütün bu sorunları tespit edip çözümler bulmak diye bir dertleri yok mudur?

Bütün bu kuruluşların verecekleri hizmetlerle ilgili mutlaka belirli amaçları vardır. Sanıyorum yörelerinin eğitim, sosyal, kültürel ve benzeri bütün sorunlarını tespit ve bunları ilgili makamlara duyurma, çözüm yolları bulma o kuruluşların amaçları içinde bulunmaktadır.

Yapılan paylaşımlara baktığımızda bazı kuruluşlar kendilerini sanki hemşehrilerine sadece taziye vermekle ,hemşehrilerine bir kahvehane  hizmeti sağlamakla  veya herhangi bir partinin oy makinesi olarak görmektedir. Elbette taziye verecekler,elbette hemşehrilerinin hoşça vakit geçirmeleri için kahvehane hizmeti verecekler.Elbette herhangi  her herhangi bir partiyi destekleyecekler.Ancak dadaş demek en büyük erkek kardeş,yani baba ölünce onun görevini yapan demektir. Dadaş demek bir babanın evlatları arasında ayrım yapmadığı eşit davrandığı  gibi dadaşta derneğindeki üyeleri arasında ayırım,kayırmacılık  ve partizanlık yapmamalıdır. Dadaş demek öğretmen demektir.Dadaş demek bahçıvan demektir.Dadaş demek tarafsız Cumhurbaşkanı demektir.Dadaş demek komutan demektir.

Önemli bir sorun olarak gördüğüm “Sarıkamış Harekatı Şehitlerini Anma Törenlerinin “ tersinden yapıldığı, yörenin kalkınması,çağın nimetlerinden daha iyi faydalanması,batıdaki dört il mesafesinde bulunan bazı ilçelerin Oltu’nun il olması ile rahatlayacağı konusu ile ilgili olarak,Şenkaya-Gülveren Şelalesi Projesi  ve diğer bazı konularda bir vatandaş olarak kampanyalar başlattığımızda bu sivil toplum kuruluşlarından bazılarının sanki kendi görevleri değilmiş gibi amiyane ifade ile hiç gıkları bile çıkmadı.Bazıları ise gereken desteği verdiler.Onlara tekrar çok teşekkür ederim .

Bir söz var ya “laf ortaya söylenir,hissesi olan alır”. Hiçbir kuruluşu haksız yere itham etme diye bir derdimiz yoktur. Herkes iyi kendisini bilir. Yöresinin sorunlarını tespit edip onları çözen ,hemşerilerinin seslerini,sessiz çığlıklarını ilgili yerlere duyuran kuruluşlar elbette başımızın tacıdır.

*****

Kırşehir-Gölhisar Mahallesi Dumlupınar İlkokulu ve Muzaffer Mermer İlköğretim Okulunda yaklaşık on yıl birlikte çalıştığımız değerli eğitimci Köksal Güler vefat etmiştir.Kendisine Allah’tan rahmet,eş,dost yakınları ve kederli ailesine başsağlığı dilerim.

Bu fani dünyada kendi birikimleri ile yaptırdığı ve kenar mahalle çocuklarının eğitim gördüğü Bedia-Köksal Güler İlköğretim Okulunu bırakmıştır. Ruhu şad,mekanı cennet olsun.

ÜLKEMİZ ORMANLARI CAYIR,CAYIR YANIYOR

GÜLVEREN’DE SEL FELAKETİ VİDEOSUNU GÖRMEK İÇİN RESMİN ALTINDAKİ DÜĞMEYİ TIKLAYINIZ

UNUTAMADIĞIM BİR ANI-ORMAN YANGINI

HER AĞAÇ BİR OKSİJEN FABRİKASIDIR

Her insan hayatta kalabilmesi için günde ortalama yedi ağacın ürettiği 550 litre oksijen tüketir (solur). Her ağaç bir oksijen fabrikası olduğuna göre bir ormanda binlerce,on binlerce ve hatta ormanın büyüklüğüne göre yüz binlerce oksijen fabrikası var demektir.Bunu araştırmacılar,bilim adamları söylüyor.Oksijen fabrikası,hayat kaynağımız ormanlarımız,orman okyanusları cayır cayır yanıyor.Oksijen fabrikalarımız birer birer yok oluyor. Her bir yedi ağacın yanması bir inanın ölümüne eş değer demektir.Bir insan susuz üç gün, yemeksiz üç hafta yaşayabildiği halde oksijensiz ancak üç dakika yaşayabilir.

GÜNÜN KONUSU İLE İLGİLİ UNUTAMADIĞIM BİR ANI-ORMAN YANGINI

Hafızam beni yanıltmıyorsa 1965 yılıydı. Ortaokulda okuyorduk. Şenkaya’da yöresel ifadeyle “kerpiç bir damın deliğinde” kalıyorduk. Allahuekber Dağı’nın kuzey yamacındaki Ersinek (Ormanlı ) Köyü’nde yangın çıkmıştı. Yetkililer geceleyin bizi uyandırarak yangın bölgesine götürdüler. 13-14 yaşlarındaydık. Çocuk yaşta gecenin uyku mahmurluğunda gücümüzün yettiği kadar yangına müdahale ettik. O günün koşullarında kazma kürek ve ellerimizle yangına herkes topyekun müdahale ettik. Yangın söndürüldü.Aradan 56 yıl geçti.Teknoloji gelişti ve ulaşım kolaylaştı. Cayır,cayır yanan güzel ülkemizde yangınların söndürülmesi için neden seferberlik ilan edilmez?

Tebrikler. Şenkaya’nın Gururu.Milli Taekwondocumuz Hatice Kübra İlgün, Tokyo 2020 Olimpiyat Oyunlarında kadınlar 57 kg’da Mülteci Olimpiyat Takımı’ndan Kimia Alizadeh’i 8-6 mağlup ederek olimpiyat 3.ncüsü oldu ! Tebrikler Hatice !

Hani bir söz var ya “Dünya gözü ile gördüm ya daha ne isterim”.Torunumun düğününü gördüm ya daha ne isterim.İki yanımda iki torunum.Mutluyuz.Uzaktan-yakından gelip düğünümüze katılan ve katılamayan herkese çok teşekkür ederim.(07.07.2021)

Germicek Yaylas’ından bir görüntü.

AFETİN ARDINDAN

Seçimlerde kapı,kapı dolaşıp vatandaşın halını hatırını soranlar,gönlünü almaya çalışanlar ,oy isteyenler hiç ortalıkta yoklar.Yetkililerin afet yerine gelip mağdurlarla görüşmeleri,onların zarar ve ziyanları ilgili gönüllerini almaları gerekmez miydi? Daha ne olmasını bekliyorlar acaba? Amiyane ifade ile hiç tık yok.Gönül isterdi ki yetkililer mahalleyi ziyaret etsinler,mağdurların halını hatırını sorsunlar, gönüllerini alsınlar.Koltuklarlar rahatsa,odalar sıcaksa,işler tıkırında ise buna gerek yok diye düşünüyor insan.Sel bastığında bir evde mahsur kalan 13-14 yaşlarında bir kızı çocuğunun olduğu itfaiyeye haber verilmesine rağmen ancak yarım saatte gelebildi.İtfaiyenin gelmediğini görünce başka çare yoktu,her türlü tehlike ve suya elektrik kaçağı olabileceğine rağmen suya dalarak pencereden çocuğu kurtardık.Bir mahalle sakini olarak afetin ardından duygu ve düşüncelerimi ancak bu kadar ifade edebiliyorum.

AFETİN BÖYLESİ GÖRÜLMEMİŞTİ-DOĞA İNTİKAMINI ALIYOR

10.06.2021 Günü saat 16.00 sularında Kırşehir-Gölhisar Mahallesine belki de son elli yılın en şiddetli dolu ve yağmuru yağdı.Yağan dolu meyve ve sebze bahçelerine büyük zarar verdiği gibi PETLAS’tan dereden çok büyük sel geldi.Dere yatağına ve köprüye sığmayan sel önüne gelen her şeyi silip-süpürdü.Dere yatağına yakın bir evi sel bastı.Evde yalnız bulunan kız çocuğunu pencereden girip sırtıma alarak kurtarmama rağmen evdeki tüm eşyalar balçıkla kaplandı.Şükür can kaybı olmadı.Tabii bu arada benim bahçede nasibini aldı.Balçıkla doldu.Bununla geçmiş olsun.BAHÇENİN SON HALİ-VİDEO VE GÖRSELLER

BAŞIN SAĞ OLSUN TÜRKİYE’M

Pençe Kartal-2 harekat bölgesinde hain teröristlerle çıkan çatışmada şehit olan;P.Komd.Yzb. Burak Coşkun, Mu.Asb.Kd.Çvş. Harun Turhan, Mu.Komd.Yzb. Ertuğ Güler’e Allah’tan rahmet, ailesine ve yakınlarına sabır diliyoruz.Milletimizin başı sağ olsun. 🇹🇷

Erzurum İli enkaya İlçesi, Gülveren (İznos) Köyü doğumlu olan ve işi nedeniyle İstanbul’da yaşamını sürdüren Sayın Turan Aktürk’ün; Yıllardır doğduğu köyün ve Şenkaya yöresinin doğal güzelliklerini,kültürünü,adet ve geleneklerini,sorunlarını ve çözüm yollarını,kısacası her şeyini tanıtma gayreti içinde olduğunu ,sosyal medya ve çağımızın en önemli iletişim,bilgi edinme ve bilgi yayma aracı olan internetten takip ediyorum.Kendisini bildiğim ve tanıdığım birisi olarak ve yaptığım görüşmelerden elde ettiğim izlenimlere göre tek çabasının yöreye olan sevgisi ve vefa borcunu ödemek  olduğunu görüyorum.

Hiçbir menfaat gözetmeden, elinden geleni ve gücünün yettiği kadar, çağımızın en önemli bilgi edinme ve bilgi yayma aracı olan interneti ve sosyal medyayı sonuna kadar kullanarak, yöreyi tanıtma çabalarını bir yaşam tarzı haline getirmesi takdire şayandır. Kendisini yürekten kutluyorum.

Sayın Turan Aktürk, şimdilerde kendisinin kurduğu “Şenkaya Haber” sitesinde yaptığı bir programla; Şenkaya İlçesinin bütün köy muhtarları ile ayrı ayrı tarihlerde canlı bağlantı görüşmesi yaparak, köylerinin sorunlarını ve çözüm yollarını dile getirmektedir.

İşte o programlardan birisi: Akşar (Kosor) Köyü muhtarı ile yaptığı görüşme.

Kendisini bir daha kutluyor, başarılarının devamını diliyorum.

GÜLVEREN HALKI DOĞAL ZENGİNLİK KAYNAĞI OLAN “SUYUNUN” YAĞMALANMASINA ASLA İZİN VERMEZ.

Sosyal Medyada çıkan haberler üzerine Gülveren Köyü Muhtarı Yücel Aktürk’ü arayarak konu hakkında bilgi edindim.

Konu şöyle:

Gülveren Yaylası sınırları içerisinde bulunan Kılıçboğazı mevkisinden doğan ve Gülveren’e ait olan kaynak suyunun Gülveren Köyü halkının rızası olmadan  Özyurt (Barik) Köyü Yaylası Dolunay (Kürsüne)   hayvanlarına içme suyu olarak alınmak istendiğidir.

Gülveren Köyü halkı bu suyun yağmalanmasına asla izin vermez.Köy halkı doğal hayatı korumada bilinçlidir.Söz konusu kaynak suyu ve bölgenin  eko sistemi hakkında bilgi vermek istiyorum.

Çoruh ve Kur’a ırmakları,iki ırmağın çıkış noktası Eşek Meydanı mevkisidir. Bunlardan birisi Eşek Meydanı Mevkisini doğusunda “Sarı Çayır’dan doğan ,Eşrefin Boğazı Sosan Çayır’ı ve Kılıçboğazı’daki gözelerle beslenen akarsu ki bu su Kur’a Çayı’nın doğuş noktasıdır. Kılıçboğazı,Tetirkos,Çölpenek ve Gorevenk düzlüğünde doğuya doğru akarak Kur’a Çayı’nı oluşturur.

Diğeri ise Eşek Meydanı’nın batısındaki Yusuf’un Kurunu Çayırı’ndan doğan ve Gülveren vadisindeki derelerle beslenerek  Çoruh’un bir kolu olan ve Penek Çayı’na karışandır.

Söz konusu Yukarı Kur’a vadisi bir yaylalar bölgesi olarak ta nitelendirilebilir. Kaynakların beslediği dere yataklarında çok özel bir balık türü yaşamaktadır. Kırmızı benekli alabalık. Çocukluğumuza söz konusu yere gider elimizle balık tutardık. Su  Dolunay’a peşkeş çekildiği zaman dere yatağı kuruyacak ve nesli tükenme tehlikesi olan bu özel balık türü yok olacaktır. Ayrıca bölgede yaşayan yaban hayvanların içme suyu kuruyacağından çevrenin eko sistemi bozulacaktır.

Gülveren Köyü muhtarı Yücel Aktürk söz konusu bölgenin Milli Parklar kapsamına alınması için gerekli girişimlerde bulunduğunu ifade etti. Çeşitli nedenlerle Gülveren’den uzakta bulunanlar olarak bu öneriyi destekliyoruz.

*Adını üzerindeki benek ve şekillerden alan; dağalası, dağ  alabalığı olarak da bilinen kırmızı benekli alabalık nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya. Anadolu’ya özgü endemik bir tür olan kırmızı benekli alabalıklar, içme suyu kalitesindeki soğuk sularda yaşıyor. Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu, Marmara Bölgesi ve Abant Gölü gibi ülkemizin farklı bölgelerinde 6 türü bulunuyor.       

              Kırmızı benekli alabalığın vücudu  mekik şeklindedir ve yanlardan hafif basıktır. Yan tarafında ve sırt bölgesinde kırmızı benekler vardır. Üzeri küçük pullarla kaplıdır. Rengi, bazı bölgelerde açık kahverengi, yan çizgisine doğru  daha açık tondadır. Karın bölgesi sarımtırak beyazdır. Operkulum üzerindeki büyük  siyah benek ayırıcıdır. Kahverengi ve turuncu renkte olan yüzgeçlerinin üzerinde de kırmızı benekler bulunmaktadır.40 cm uzunluğa ve 3 kg ağırlığa ulaşabildiği bilinmektedir.

Salmonidae familyasına ait bir tür olan kırmızı benekli alabalığın bilimsel sınıflamadaki adı Salmo spp.’ dır. Bu balıklar, suyun kaynak kısımlarında yaşar, orada beslenir, orada yumurtlarlar. Yaşadıkları su denizle bağlantılıysa, denizde olgunlaşır, yumurtlamak için tekrar doğdukları sulara geri dönerler.
Kırmızı benekli alabalıklar hakkındaki bilgi

(T.C. TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI
VAN İL TARIM VE ORMAN MÜDÜRLÜĞÜ
’ünden alıntıdır.)

Köyümüzün büyüklerinden amca oğlu Şeref ALTAŞ ‘ın eşi derneğimiz üyelerinden Arslan ALTAŞ, ve Yunus ALTAŞ’ın annesi, Taşkın ALTUNER’in kayın validesi, Bergüzar ALTAŞ hakkın rahmetine kavuşmuştur. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun. Cenazesi 24.07.20 Cuma namazına müteakip Kurşunlu Camii’nde kılınacak ,Elvanköy Mezarlığı’na defnedilecektir.
İrtibat tel:
0 (531) 495 12 08 Yakup ALTAŞ
0 (546) 785 94 03 Yunus ALTAŞ

Şenkaya’da teröristler işte böyle yakalandı

https://www.facebook.com/100001283186854/videos/3850549168331151/UzpfSTEwMDAwMTI4MzE4Njg1NDo1NzE0MjQ4MjY4MzczMzY/

#ŞENKAYA İLÇEMİZ KIRSALINDA, HAİN TERÖR ÖRGÜTÜNE YÖNELİK YAPILAN OPERASYON KAPSAMINDA, GRİ LİSTEDE ARANAN HAİN TERÖRİSTLERİ ETKİSİZ HALE GETİREN JANDARMA ÖZEL HAREKAT (JÖH) VE POLİS ÖZEL HAREKAT (PÖH) EKİPLERİMİZ ŞENKAYA HALKIMIZ TARAFINDAN, OPERASYON DÖNÜŞÜNDE, ŞENKAYA İLÇEMİZİN AKŞAR (KOSOR) MAHALLESİNDE COŞKUYLA KARŞILANDILAR.

Operasyonu başarı ile tamamlayan güvenlik güçleri Gülveren Yaylasında çocuklara şefkatli davranarak hediyeler verdi.Teşekkür ederiz.Ayaklarına taş değmesin güvenlik kuvvetlerimizin .

KORONA VİRÜS SALGINI NEDENİYLE

KORONA VİRÜS
Bana bir şey olmaz diyenlere birkaç sözüm var:Doğru olabilir,belki sana bir şey olmayabilir.Sana bir şey olmaması çevrende kilerine de bir şey olmaz anlamına gelmez.Bir taşıyıcı olabilirsin.Farkında olmadan da atlatabilirsin.Bir taşıyıcı olarak çevrende bağışıklık sistemi zayıf insanlara,risk gruplarına bulaştırabilirsin.Farkında olmadan bir başkasına bulaştırarak ‘’O’’ nun KATİLİ olabilirsin.Bunu biliyorum kimsenin katili olmayı istemezsin.O halde hafife alma . Bana bir şey olmaz deme. Tekrar ediyorum senin aracılığınla birçok kişiye bulaştırabilir ölümüne neden olabilirsin.UNUTMA!

Erzurum ili Şenkaya İlçesi Özyurt Dolunay Mahallesi Nüfusuna Kayıtlı, Sancaktepe Mevlana Mahallesinde İkamet Eden Suriye İdlip’de Hain Saldırıda Şehit Düşen Uzman
Onbaşı Emrah Baysal Şehit olmuştur. Şehitlerimize ve Allah’tan Rahmet, Yaralı Askerlerimize Acil Şifalar Diliyoruz. Milletimizin Başı Sağ Olsun..
Şehit Cenazesi 29.02.2020 Cumartesi Günü, İkindi Namazı Müteakiben, Pendik 15 Temmuz Şehitler Cami inden Törenle Sancaktepe
Yenidoğan Mezarlığına Defin Edilecek..
Kırlangıç Örtü (Tüteklikli Ev)
Sivil mimarideki örneklerine özellikle Erzurum evlerinde rastlanan kırlangıç örtü, Erzurum evinde önemli yere sahip olan tandır evinin tavan örtüsüdür. Kare kenarlar üzerine oturan kırlangıç örtüde dikdörtgen kesitli ahşap kirişler köşegen yerleştirilerek sekizgen oluşturulur, bir sonraki sıra içeri taşırılarak karelenir ve bu şekilde bindirmeli yükselen tavan üstte kare bir ışıklıkla son bulur. Bindirme sayısı genellikle 5, 7 ya da 9 olarak belirlenmiştir.
Kırlangıç örtünün tam ortasında aydınlatma ve havalandırma amaçlı olarak bir pencere açılmıştır. Ev sahibinin her zaman bacaya çıkarak bu pencereyi açıp kapatmak durumunda kalmaması için, pencere yukarıdan makaraya bağlı bir iple aşağıdan açılıp kapanan bir düzeneğe sahiptir.
Sivil mimaride Erzurum evlerinin tandırevi kubbesinde ve han odalarında karakteristik biçimde kullanılmıştır. Erzurumda sert ve uzun geçen kış ayları tandır evinin çok fonksiyonlu bir mekan olarak tasarlanmasında en önemli etkendir. Kalabalık ailelerin bir arada yaşadığı Erzurum evlerinde Tandırevi aynı zamanda tüm ailenin soğuk havalarda toplandığı bir yerde ısınma probleminin çözümlediği bir mekandır.
Orijinal örtünün kuruluşunda çivi kullanılmamaktadır, ağaçların üzerinde kert adı verilen yuvalar açılarak birbiri üzerine oturtulmaktadır. Ancak günümüzde yapılanlarda L şeklinde metallerle ahşaplar birbirine sabitlenmiştir.
Kırlangıç örtü dini yapılar ve anıt mezarlarda da uygulanmıştır. Bu örtü tipine sadece Erzurum evlerinde rastlanır kanısı yanlıştır. Bu tip tavan örtüsü, Erzurum, Bitlis, Kars, Erzincan, Bayburt, Artvin gibi yerleşmelerdeki evlerde de uygulanmış örneklerine rastlanmak mümkündür.
Türkçede “Tüteklikli ev” olarak bilinen kırlangıç kubbeyle örtülü konutların, Anadolu dışında,
Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan’da da bulunduğu bilinmektedir. Doğal olarak “tüteklikli ev” terimi bu ülkelerin dillerinde de vardır.(Türkoğlu Ahmet ‘ten alıntı)
Erzurum’da 2 bin 500 yıllık ‘Taş Baba’ heykeli bulundu
Erzurum’a 180 kilometre uzaklıktaki Şenkaya ilçesine bağlı Ormanlı Mahallesi’nde Kıpçaklar dönemine ait olduğu tahmin edilen ve mezarlarda yatan kişilere temsilen yapılan 123 santimetre uzunluğunda, 45 santimetre çapında ‘Taş Baba’ heykeli bulundu. Mahallede çiftçilikle uğraşan Aytaç Alver isimli vatandaş, hayvanlarını otlatırken otların arasında üzerinde motifler olan bir heykel olduğunu fark ettiğini ve Müze Müdürlüğü görevlileriyle bağlantıya geçerek, taşın değerli bir taşa benzediğini ve incelenmesi gerektiğini söyledi. Bunun üzerine köye giden Erzurum Müze Müdürü Hüsnü Genç, Türkolog Prof. Dr. Osman Mert, Müze Müdürlüğü Koordinatörü Oğuzhan Türk ve Araştırmacı Ömer Faruk Kızılkaya heykel üzerinde incelemelerde bulundu. İncelemelerin ardından heykelin 2 bin 500 yıllık ‘Taş Baba’ heykeli olduğu ortaya çıktı. Görevliler bozkırda özellikle soylular için en yaygın mezar türü olan Kurganlar’da kişinin önemine uygun olarak genellikle ahşaptan gömü odasının üzerine taş ve topraktan bir yığma tepe yükseltilerek bunun üzerinde de ölen kişiyi temsil eden kabaca insan biçimli heykeller dikildiğini ve bu heykellere de genellikle “Taş Baba” ismi verildiğini belirtti.. Heykel özel süngerlere sarılarak Müze Müdürlüğüne getirildi. (Erzurum İl Kültür Ve Turizm Müdürlüğü sitesinden alıntıdır)

Kars’ın son Estonyalısı

1877 yılındaki Osmanlı-Rus savaşları sırasında Ruslar tarafından Kars merkeze bağlı Karacaören köyüne yerleştirilen Estonya kökenli 60 aileden günümüze bir tek Avgust Albuk kaldı. Müslüman bir kadınla evlenen, aynı evde iki dini birden yaşayan Avgust Albuk, Türkiye’yi çok sevdiği için ayrılamamış.

ESTONYA kökenli 60 aile, Ruslar tarafından, 93 harbi olarak da nitelendirilen 1877-1878 yıllarındaki Osmanlı-Rus savaşları sırasında Kars merkezine yakın bir yere yerleştirilmiş. O Estonyalıların son temsilcisi de Avgust Albuk (49). Hikâyelerinin 93 harbinde başladığını belirten Avgust Albuk (49) şunları söyledi: “Ruslar bizi tarımı yaymamız için buraya getiriyor. 60 aile şimdiki Karacaören köyünü kuruyor. Tarım ve hayvancılık yaparak geçimlerini sürdürüyorlar. Aradan yıllar geçtikçe buradaki vatandaşlarımız Alman Konsolosluğu’na müracaat ettiler. Hepsi bir bir
Almanya’ya göçtü. 7 sene öncesine kadar iki aileydik. Ancak diğer aile de buradan göçtü. Şimdi sadece ben kaldım.”

ESTON’UZ AMA TÜRK VATANDAŞIYIZ
Müslüman eşi Yadiger Albuk’la (39) çok iyi anlaştıklarını anlatan Albuk sözlerini şöyle sürdürdü: “Ramazan ayında eşim oruç tutuyor. Sahur ve iftarı birlikte yapıyoruz. O oruçlu olduğu için bazen yemekleri ben hazırlıyorum. İkimiz de dinimizi özgürce yaşıyoruz ve birbirimize son derece saygılıyız. Kızım burada okula gidiyor. Biz köken olarak Eston’uz ama Türk vatandaşıyız. Burada doğduk, büyüdük. Buranın gelenek ve göreneklerine göre büyüdük. Örneğin benim ibadet yapmam için bir kiliseye ihtiyacım yok. Evde ibadetimi yapıyorum.”

ALMANYA’YA GİTMİŞ FAKAT DÖNMÜŞ
Kars’ta Estonların pek bilinmediği için kendilerine Alman aile denildiğini de kaydeden Albuk, birkaç kez Almanya’ya gittiğini, fakat orada hiç kalmak istemediğini, çünkü Türkiye’yi çok sevdiğini söyledi. Albuk, ailesinin geçimini de KOSGEB destekli beton saksı işi yaparak sağladığını ve işini büyütmeyi arzu ettiğini kaydetti.

Kars’ta son Estonyalı olarak yaşayan Avgust Albuk’un ilk eşinden 17 yaşında Melisa ve 10 yıl önce evlendiği Yadiger Albuk’tan Bünyamin (9) ve Meryem (1.5) isminde 3 çocuğu var.

YADİGER ALBUK: İKİ DİNİ BİR EVDE YAŞIYORUZ
“Erzurum’un Şenkaya ilçesinde doğdum. Bizler iki dini bir evde yaşıyoruz. Ben Müslümanlık’ın gerektirdiği ibadetleri yapıyorum, eşim de Hıristiyanlık’ın. Çocuklarımız ise reşit olduklarında kendi dinlerini seçerler. O da onların bilecekleri bir şey. Ben ev kadınıyım ve eşime yardım ediyorum. Birlikte geçinip gidiyoruz. Köyümüzde birlik ve beraberlik var. Hepimiz birbirimize saygılıyız. Komşuluk ilişkilerimiz de son derece güzel. Zaman zaman ekonomik sıkıntılarımız oluyor, bunları da aşmaya çalışıyoruz.”

(http://www.hurriyet.com.tr/)sitesinden alıntı)

Eski Başbakan Bülent Ecevit’in eşi ve DSP’nin kurucusu Rahşan Ecevit hayatını kaybetti. Ecevit’in, 5 yıldır tedavi gördüğü GATA’da yaşlılığa bağlı olarak çoklu organ yetmezliğinden yaşamını yitirdiği belirtildi.

17 Ocak 2020 Cuma 22:14

Halk TV’den Erdinç Yılmaz’ın Emrehan Halıcı’dan teyit ettiği bilgiye göre, bir süredir Gülhane Askeri Tıp Akademisinde (GATA) tedavi gören eski Başbakan Bülent Ecevit’in eşi ve DSP’nin kurucusu Rahşan Ecevit, bu akşam saat 21.00 sularında yaşlılığa bağlı nedenlerle çoklu organ yetmezliğinden hayata gözlerini yumdu.

Kaynak: Rahşan Ecevit hayatını kaybetti

https://www.facebook.com/photo.php?fbid=2884440168246862&set=a.563902136967355&type=3&theater
https://www.facebook.com/100011712236140/videos/pcb.966466910420374/966465947087137/?type=3&theater

Erzurum-Olur -Ormanağzı (Karnavas) köyü halkından olup İzmir’e yerleşen Kemal-Gülkan Öztürk kızı (dayımın torunu) Elvin Öztürk Antalya’da yapılan Avrupa Muaythai şampiyonasında milli sporcu olarak 42 kiloda Avrupa şampiyonu oldu.Kendisini kutluyoruz.Hepimizi onurlandırdı.Ülkemize hayırlı olsun.

OLTU GÖK KUŞAĞI TEPELERİ

Oltu’da yer alan rengarenk gök kuşağı tepeleri..
Tepelerin oluşumunun 4,5 milyon yıl öncesine uzandığı düşünülüyor.

Yerbilimciler milyonlarca yıl önce deniz tabanında birikmiş kireçli kumtaşı ve silttaşı katmanlarının kıta çarpışmaları sonucu katlanıp Gökkuşağı Dağları’nı oluşturduğunu düşünüyor. Fiziksel, kimyasal ve biyolojik aşınma süreçleri farklı minerallerden oluşan kumtaşı katmanlarının açığa çıkmasına yol açtı.

Kayaçları oluşturan minerallerin yapısındaki demir Gökkuşağı Dağları’nın farklı renklerde görünmesine neden olan en önemli etmenlerden biri. Demirin oksijenle tepkimeye girmesi sonucu oluşan hematit minerali kayaçlara kırmızı ve kırmızımsı kahverengi, limonit minerali koyu kahverengiden açık sarıya renkler verir. Demirin kükürt ile tepkimeye girmesi sonucu oluşan pirit minerali metalik sarı renktedir.

Demirin silikat iyonu (bir silisyum atomunun dört oksijen atomuna bağlanması sonucu oluşan bir iyon) ile tepkimeye girmesi sonucu oluşan klorit ve olivin mineralleri bulunan kayaçlar ise yeşil tonlardadır.

https://www.facebook.com/oltumedya/photos/pcb.1541124202692573/1541123442692649/?type=3&theater
https://www.facebook.com/oltumedya/photos/pcb.1541124202692573/1541123459359314/?type=3&theater
https://www.facebook.com/oltumedya/photos/pcb.1541124202692573/1541123499359310/?type=3&theater
https://www.facebook.com/kadirparlakcom/videos/1514942241919923/

24 Kasım Öğretmenler günü.Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere tüm öğretmenlerimizin öğretmenler günü kutlu olsun.

Gülveren’e yılın ilk karı yağdı.
Köyümüz halkından olup Konya-Ereğli’de ikamet eden Nazım Aksungur eşi Gülizar Aksungur vefat etmiştir.Allah rahmet etsin,Eş dost ve yakınlarının başı sağ olsun.

Şenkaya Gülveren köyünden Fazil AKTÜRK kızı Serehan AKTÜRK ‘ÜN defin işleminde uzaktan yakından gelen tüm akraba ve köy halkına ve çevre köylerden iştirak eden herkese saygı ve sevgilerimizi sunarız. Herkesten ALLAH razı olsun.

2 thoughts on “Son Haberler

  • 1 Ekim 2020 tarihinde, saat 05:20
    Permalink

    Bilgileriniz için çok Teşekkür ederim hocam.iyiki varsınız.Düşüncelerine katılıyorum.O bölgenin çoğrafi yapısının bozulmasına hiç isyemiyoruz.Fakat komşu köylerimizi su sorunu için başka işimize yaramayan kaynaklar göstermeliyiz mağdur olmasınlar.Orda bir alabalık tesisi kurulması lazım.

    Yanıtla
    • 1 Ekim 2020 tarihinde, saat 11:31
      Permalink

      Sevgili Hikmet bizim işimize yaramayan onlara önereceğimiz hiç fazla kaynağımız yoktur.Hangi kaynağı gösterirsen göster mutlaka o kaynağın suladığı,beslediği alanlar vardır.Doğa ile oynanmaz.Doğa kendisiyle oynanmasını,bozulmasını asla affetmez.Darbesi ağır olur.O mevkinin Milli Parklar kapsamına alınması gerekir.Çünkü çok özel bir coğrafyası ve florası var.Selam ve sevgilerimle.

      Yanıtla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir