Hüseyin Köycü -Şenkaya Gazetesi (1950-1955)

ŞENKAYA BİR SINIF,HÜSEYİN KÖYCÜ O SINIFIN ÖĞRETMENİ ,SARI KARTON (AKIL ATLASI) PROJESİ MÜFREDATI ,ŞENKAYA GAZETESİ İSE O SINIFIN ANA DERS KİTABIDIR

Şenkaya Gazetesi (1950-1955) incelendiğinde görülecektir ki sadece bir gazete değil ,aynı zamanda bir ana ders kitabını andırır.Öyle bir ders kitabı ki içeriğinde bütün dersler var;Tarih,Edebiyat,Coğrafya,Türkçe,Sağlık Bilgisi,Tarım Dersi,Sanat,Tiyatro vs. Prof.Dr. Sayın Coşkun Köycü, Hüseyin Köycü hakkında ne demişti? ‘’ Şenkaya bir sınıf,Köycü ise o sınıfın öğretmenidir.’’ İzinleri olursa buna bir ilave yapmak istiyorum.Şenkaya bir sınıf,Köycü o sınıfın öğretmeni,Şenkaya Gazetesi ise o sınıfın ders kitabidir.’’Sarı Karton Projesi’’ de o kitabın amaç ve ilkelerini teşkil etmektedir.
Günümüz gazetelerinin bir çoğuna bakıldığında ;Yalan –yanlış haberler,bilimsellikten uzak ,eğitici değeri olmayan yanlı köşe yazıları,kültürümüze uymayan magazin haberleri vs. İçleri bomboş yazılar.
Şenkaya Gazetesine gelince;Her sütunu toplumu aydınlatan,bilinçlendiren ve bilgilendiren,toplumun sorunlarını ve çözüm yollarını içeren,özetle eğitsel değeri olan yazılar.Şöyle ki;Köşesinde kaleme aldığı her makalesinde yenilenmekte olan toplumun bir ihtiyacını,derdini ele almış ,yaralara merhem olmaya çalışmıştır.’’Köy Muhtarı Sen Bunları Biliyor musun ?’’ sütununda sorularla her sayısında yine ayrı bir konu ele alınarak köy muhtarlarının ilgisini uyandırmış,dikkatlerini çekmiş,belki de hiç akıllarında olmayan konuların farkına vardırmış,onların bu konuları inceleyip,araştırmalarına öğrenmelerine ve hayata geçirmelerine önayak olmuştur.Bu arada ‘’Bilmiyorsan Öğretmenden Öğren ‘’diyerek hem okurlarına yol göstermiş ve hem de öğretmeni ön plana çıkarmıştır.Çünkü toplumun aydınlanmasının,ilerlemesinin eğitimden,okuldan ve öğretmenden geçtiğine inanıyordu.Ve de öğretmenlerin kendilerinin geliştirmelerine de yardımcı olmuş oluyordu.
Selahattin ALTAŞ
Emekli Eğitim Müfettişi

Şenkaya Gazetesinden (15 Temmuz 1954-31.Sayı,sayfa 4)

YOBAZLAR, YOBAZIMSILAR
Sözüm bir çoğadır, değildir teke
İçlerinde vardır birkaç da eke,
Dini siyasete ederler alet,
Sanki tapulanmış ona cennetler ,
Çeviriyor her an çok melanetler.
Filozof Rıza’nın dediğin derim,
Sen haram yutarsan ben helal yerim,
Softadan ders alır yobazlaşırsan,
Baban ayaz sen de ayazlanırsın,
Dini bilmez bana dinsizsin dersin,
Meydanı düz buldun çok nane yersin.
Menfaat peressin taptın paraya,
Halinle benzersin pis maskaraya.
Bana dizsiz diyen kafir kendisi,
Zavallı bilmez ki mümin hangisi?
Ya cahildir bilmez ya doğru demez,
Karanlık kulları,hakkı bilmez.
Gündüzleri tesbih çeker,çevirir,
Geceleri öküz,koyun devirir.
Kanaatimce sen yobazımsısın,
Fenalık yolunda sisi,sinsisin.
Vekilsin elini hasmın öpersin;
Müvekkilim buna razı mı dersin?
Paraya satarsın halkın oyunu;
Budur Karamamın gülünç koyunu.
Bir vazife sekiz yılda yapmadın,
Secde ettin ama hakka tapmadın.
Tarikatın berbat ,yolların bozuk,
Arkanda imansız kulların bozuk.
Ey keramet furuş,ey cahil softa,
Her zaman yutarsın dolma ve köfte,
Namaz kılar ama pabuç çalansın,
Para verip mevki, paye alansın.
Meydan almak için öperler ayak,
Her yanı kaypaktır sanki bir kayak,
Zavallı kendinin gösterir dahi,
Ne hak yolu bilir ne de Allah’ı.
Bir saatte söyler on beş yalanı,
Döner yuvarlanır yoktur palanı,
Nedir sizlerdeki gülünç iğrençlik;
Size nefret eder münevver gençlik.
Vatan hainidir,Millet haini,
Kardaşının almak ister canını.
Kafası kalındır,çenesi bitli,
Hak söylemez ağzı dili kilitli.
Gündüz her adımda der sübhanallah,
Onların şerrinden hafezenallah.
Saancıya gelince ibadeti çok;
Merkezde,boğazda melaneti çok.
Arifler çözsünler bu muammayı,
Her mısrası taşır bir çok mayayı.
Paraya taparın bu iman mıdır?
Rüşvet alıp veren Müslüman mıdır?
Şansın yardım etmiş beğenilmişsin,
Kafi değil size bu az hakaret;
Yazık parmağımda kalmadı takat.
Çok nazik davrandım deyin eyvallah,
Daha çok sözlerim duruyor vallah.
( Hafızın oğlu)

İLERLEYEN ZAMANLARDA BÜTÜN SAYFALAR YAYINLANACAKTIR.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir